Ol deyince olduran gönüllerimizi imanla dolduran Allah’a, sancağa, pusata yemin olsun.
Çıktığımız gaza yolunda Hızır Ata yoldaşımız, Hz. Ali pirimiz, Zulfikar pusatımız, düldül atımız, sefer bizim zafer Allah’ın olsun..
Bizler adaleti tüm dünyaya yayan bir neslin torunları olarak diyoruz ki vakit durma ya da bekleme vakti değildir.
15 Temmuz'dan bu yana üzerine atılmış bütün zincirleri paramparça eden bu millet üzerine düşen maddi manevi bütün görevleri yerine getirecektir.
Ayaklarımızı sağlam tuttuğumuz sürece hiç bir zaman kaybedenlerden olmayacağız, daima galip gelenlerden olacağız.
Unutmayın Allah bizi düşündüklerimizle değil, yaptıklarımızla mükâfatlandıracaktır.
Bugün açıkçası ülkemde 17 Nisan sabahı yeni umutların yeşereceğini görüyor ve tarifi imkânsız hisler içinde, seviniyor ve coşuyorum.
Evet; ‘’İdealler yıldızlar gibidir. Onlara belki ulaşamazsınız ama bakarak yönünüzü tayin edebilirsiniz.’ Derdi Rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş.
‘’Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar. Zafer inananların olacaktır.’’ Derdi Rahmetli Erbakan Hocamız..
Bugün büyüklerimizin çizdiği hak yolda, yürüme günüdür.
Bugün hedeften sapmadan...
Ortadoğu’da siyaset çöl fırtınası misali çok sert eserken yine, bir kez daha, yeniden ” Büyük satranç tahtasını ele almanın vaktidir..
Tasarlanan yenidünya düzeninde, ülkelerin dış politikalarına kimlik, coğrafya, nüfus, sınırlardan çok, ekonomik çıkarlar yön çiziyor.
Globalleşen Dünya da sadece huzuru için her şeyden vazgeçmiş insan tipi hasıl olmuştur.
Günümüzde milletler üstü bir vaziyette ve artık insanı insan yapan özellikler milletten millete değil bireysellik ile farklılık göstermektedir.
Dünya üzerinde ki bütün devletler kazanmaya odaklanmışken, Türkiye’nin tavizsiz ve istikrarlı duruş sergilemesi elzemdir.
Rol almalıyız!
Lakin Başrol!.
Tefrikadan uzak durarak sağlam adımlarla!..
Bu fırsat bugüne kadar Avrupa’ya çok güvenilerek kaçırılmıştır.
Millet olarak birlikte güçlü olursak, batılıların ihsanına sığınmaktan kendimizi ve ülkemizi kurtaracağız..
Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik ile din, dil, soy ve tarih birliği prensibi ile ilişkilerimizi en üst seviyeye bir an önce çıkarılmalıyız.
Türkiye olarak geçmişten günümüze çok ağır tecrübeler yaşadık.
Ve Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını net bir şekilde bugün açıkça gördük.
Yapılması gereken tecrübelerden hareketle dünya düzeninde net bir şekilde söz sahibi olmaktır.
Bugün artık “Sefer bizim zafer Allah’ındır”
Demek ki biz zaferle değil seferle mükellefiz.
Gayret bizden başarı Allah’tandır.
Demek ki biz başarmakla değil gayretle mükellefiz.
Öyleyse bize düşen, yüce ideallere ulaşmak değil, talip olmaktır.
Talip olduğumuz değerlerin, bize verilmesi ümidini taşıyacağımız bir vasatı oluşturma gayretinde olmak ve böyle bir vasatta bulunmaya çalışmaktır.
Yani bu yolun yolcusu olmak.
Bu yolun gereği ne ise onu yapmak.
Ulaşmak istediğimiz hedefin bahâsına sarılmak…
Bu yol ki, bizlere istikamet üzere olmayı icbar eder.
İstikamet, Yüce Allah’ın çizdiği hududun dışına taşmamak ve nihayetinde O’na vasıl olmak.
O’na vasıl olmanın tek yolu ise Efendimize ittiba etmektir.
Bu ise ancak, Hak yolunda gidenlerin gittikleri yolun takibi ile mümkündür..
Bilesiniz ki günümüzde, dünyayı yöneten hâkim güçler, hak yolunda istikamet üzere olanları yaftalayarak kenara itme gayretinde.
Yedidüvel hain bir olmuş, ülkemizi parçalama gayretine girişmişken.
Bize düşen bütün bu gerçekleri görerek yedidüvel düşmana verilecek tek bir cevap vardır. Bir daha ocaklar sönmesin diye, Yurdumda ezanlar dinmesin diye, Al bayrak göklerden inmesin diye, Evet, evet, ülkem için bin kere evet!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.