Birkaç haftadır şehrin kalkınma meselesine uçtan kulaktan dokunmaya gayret ettik. İtiraf edelim ki; her seçim öncesi ya da Vali değişikliği gibi durumlarda benzer konuları ısıtıp ısıtıp okuyucunun canına çekiyoruz.
Yeni Valimizin göreve hızlı bir şekilde başlamasıyla yine gayrete geldik, önemli bulduğumuz meseleleri "Ettekraru ahsen velev kane yüz seksen" kaidesince vitrine diziverdik.
***
Bu hafta tekrarında yarar gördüğüm bir hususu daha sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
O da şu;
Toplumsal felaketlerin ekonomik geri kalkınmışlık kadar kültürel yozlaşmayla da ilgili olduğuna kuşku yok.
Küresel hegemonik kültürün yıkıcı sağanağı; hem milli kültürümüzü, hem de yerel kültür değerlerimizi tarumar ediyor.
Bu zalım hegemonik küresel kültürün öylesine güçlü silahları var ki…
Kitle iletişim araçları, televizyon, cep telefonu, internet... İyi kullanılmadığında birer öldürücü kültür petriotu haline dönüşen bu manevi tehdit silahlarının hangi birine zırhlar yapacağız?
Hangisi için manevi tabyalar inşa edeceğiz? Şaşırıp kaldık.
***
Ulusal ve yerel çapta acilen yapılması gereken işler var.
Bilgi çağına yaraşır, içi dolu radikal yerel kültür politikalarını gecikmeden devreye sokmamız gerekiyor.
Birçok yazımızda altını çizdik. Maddi ve kültürel kalkınma bir kuşun iki kanadı gibidir.
Birini ihmal ederek kalkınma ufkuna doğru uçmamızın imkân ve ihtimali yoktur.
Yerel toplumun “Kitlesel cahilleşme” eğilimine dur deyip, “Kitlesel kültürleştirme” politikalarını nasıl oluşturabiliriz?
Bu politikaların oluşmasında, ilin en büyük mülki amirinin azami katkısı ne olabilir?
***
Bu mühim üzeri mühim meselede Belediyelere düşen göreve vurgu yapmaya gerek var mı?
Sayın Vali’nin gündeminde bu mesele mutlaka olmalıdır. Kapsamlı stratejiyi oluşturmak konusunda kuşkusuz kendi öncelikleri ve tercihleri vardır.
Bizim bu konudaki ilk önerimiz“ Okuyan Şehir Erzurum…” kampanyasını hemen başlatmasıdır.
Benzer kampanyaları, yıllar önce Sakarya Valiliği ve başka birkaç ilimiz başarıyla yürütmüştü. Üniversite, Vilayet, Belediye işbirliği yapıp yürümüşlerdi cehaletin üstüne. Bizim bu tür kampanyaları başarıyla bitirmemiz için öyle büyük avantajlarımız var ki… Öncelikle köklü kültürel geleneği olan bir şehiriz. Sonra güçlü iki üniversitemiz var.
Bu önemli avantajları aksiyona dönüştürecek yerel dinamiklere, güçlü bürokratik kadrolara sahibiz.
Kampanyanın genel adı “Eğitimde Haydi Erzurum Kampanyası” olabilir.
Sonra, “OKUYAN ŞEHİR ERZURUM” başlığı altında İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün koordinasyonunda şu etkinlikler düzenlenebilir:
Birinci Etkinlik: “ 1. Erzurum Türkçe Öğretimi ve Okuma Alışkanlığı seferberliği”
Okullarda zaten zorunlu olan okuma saatlerinde öğrencilerin kitap okuması, tartışması ve özetler çıkararak öğretmene takdimi sağlanacak. Toplumun okuma alışkanlığını geliştirici etkili ve sürekli etkinlikler düzenlenecek… Okuma alışkanlığı kitaplarla sınırlı tutulmayacak, internet, bilgisayar, dijital imkânlardan da öğrencilerin yararlanma yöntemleri öğretilecek.
Merkez ve ilçelerde, okuma alışkanlığını geliştirici ve yayıcı seminerler tertiplenecek.
Şu an yaz tatilindeyiz. Önümüzdeki öğretim yılına hazırlık yapacak yeterli zamana sahibiz. Öyleyse ne duruyoruz?
İkinci Etkinlik: “I.Erzurum Çocuk ve Gençlik Yayınları Fuarı”
Üniversitelerimizle işbirliği halinde düzenlenecek bu fuarlar geleneksel hale getirilecek. Fuarlara tanınmış yazar ve şairlerin katılımı sağlanacak.
Üçüncü Etkinlik: “I. Erzurum Çocuk ve Gençlik Edebiyat, sanat, tiyatro Günleri”
Bu etkinlik, 12 Mart Kurtuluş haftasına, ya da 19 Mayıs Haftasına denk getirilerek bir şenlik havasında üniversiteyle işbirliği yapılarak gerçekleştirilebilir.
Dördüncü etkinlik : “ I. Uluslararası Kültür Şiir ve Edebiyat günleri şenliği”
Türk dünyası, İran, Irak, Bulgaristan, Almanya, Bosna’dan sanatçıların katılımıyla 19 Mayıs Gençlik ve Atatürk’ü anma haftasında düzenlenecek bu etkinlik konusunda, benzer başarılı etkinliklere imza atan GÜNEŞ vakfı ve TÜRKSOY’ LA işbirliği yapılabilir.
Beşinci etkinlik : “I. Ulusal Edebi ve müzikal eserler yarışması ”
Her yıl 12 Mart ve 23 Temmuz’a yönelik ulusal çapta şiir, roman, müzik eseri yarışmaları düzenlenebilir. Bunlardan dereceye girenlerin eserleri bu günlerin yıldönümünde sahnelenip, icra edilebilir.
Altıncı Etkinlik: “Yerel Kültür Şahsiyetleri ve mahalli kültür değerleri sempozyumu”
Üniversitelerle işbirliği halinde her yıl ulusal çapta düzenlenecek bilimsel etkinliklerle büyük kültür adamlarımız ve edebi şahsiyetlerimiz anılabilir, kültürel değerlerimiz gündemde tutulabilir.
Yedinci Etkinlik: “KPSS YE Hazırlık ve dil kursları kampanyası”
Bizim de defalarca önerdiğimiz, Milli Eğitim Müdürlüğünün üstün gayretleriyle, yoksul öğrencileri ÖSS’YE hazırlamak için düzenlenen kurslardaki öncü rolü ne kadar başarılı oldu, gördük ve takdir ettik.
Dershaneler kapatılacağına göre bizim KPSS kurslarına yönelmemiz lazım. Fakir fukarayı bu önemli sınava hazırlamamız lazım. Kamunun bu konuda yapacağı çok iş olduğu kanısındayım.
Kış turizmi, dil kurslarını da önemli hale getiriyor. Kamu öncülüğünde yetenekli öğrencilere yaz dönemi dil kursları konusunu da masaya yatırsak diyorum.
Milli eğitim, Kültür ve Turizm Müdürlüklerini klasik memuriyet kalıplarının dışına taşımak keyfiyetini Sayın Vali’nin dikkatine sunalım. Özellikle buraların 7 gün 24 saat esasına göre çalışan “yaratıcı, girişken, üretken” teşkilatlar haline getirilmesinin önemini vurgulayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.