‘Marifet iltifata tabidir’
Ne demek bu?
Şu demek,
İltifat edilirse marifet güzelleşir demektir.
Marifetin erbabı işini iyi ve güzel yapmış ise iltifatı hak eder.
Marifetperver daha da iyisini, daha da iyisini yapmak ister.
Ama iltifat olmazsa küskün kalır, değersiz olduğunu düşünür.
*
Son günler şehre bakıyorum marifete iltifat görüyorum.
Ne güzel.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen esnaftan tam not alıyor.
Esnaf memnuniyetini caddelere koca koca afişler asarak ifade ediyor.
Tabiî ki hizmete teşekkür etmek lazım,
Elbette ki taktiri elden bırakmamak gerek.
Taktiri bilmek kadar tenkiti de bilmeli insanlar.
Çünkü çalışanla, çalışmayan,
İyi iş yapanla, yapmayan nasıl ayırt edilecek?
Şimdi Sayın Sekmen şehrin her noktasında olacak,
Vatandaşla, esnafla kaynaşacak,
Onların dertleri ile dertlenecek,
Eeee kimse teşekkür etmeyecek.
Öyle mi?
Bu iş o zaman vebal olmaz mı?
Mesela Yakutiye Belediyesi,
Sadece yıkacak,
Vatandaşı evinden, iş yerinden edecek,
Eeee o konuda da sessiz kalınacak.
Öyle mi?
Hayır burada bir yanlışlık var demektir o zaman.
Ben diyorum ki,
‘Sezarın hakkı sezara verilsin’
İyi iş, güzel iş yapan taktir edilsin,
Yapmayan da yerilsin.
*
Ben her zaman söylerim,
Bizim vatandaşımızın derin bir tarafı olduğunu.
Bakın Eski Bat Pazarı esnafının caddeye astırdığı teşekkür afişine.
İnceden inceye hem taktir var hem de tenkit.
Pankarta şöyle yazıyor;
‘Elhamdülillah yıkacağım değil,yapacağım diyen bir başkanımız var. Bat Pazarı canlanıyor. Sayın Başkanımız ve ekibine teşekkürler’
Bu afişteki taktiri görmek mümkün. İnceden inceye birde tenkit var.
O da şu:
‘Yıkacağım değil yapacağım diyen bir başkan’
Acaba bu sözü esnaf kime diyor?
Ben söyleyeyim,
İşi gücü reklam olan hangi belediye varsa ona söylüyor.
*
Geçen gün Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Zafer Aynalı ile sohbet ettik.
Yapılan çalışmaları sordum.
‘İnan abi 24 saat çalışıyoruz. Başkanın hızına yetişebilmenin çabası içerisindeyiz. Başkanın bütün derdi Erzurum’a bir şeyler yapabilmek.’
Ne diyelim Allah kolaylık versin.
Erzurum’un hizmete gerçekten ihtiyacı var.
Büyümeye, gelişmeye gerek duyuyor Erzurum.
*
Konuşmalarımız devam ederken Sayın Aynalı Hilalkent’ten bahsetti.
Cadde ve sokaklarında çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Bir yol varmış, o yoldan da Nato petrol boru hattı geçiyormuş.
Tam o yola gelindiğinde Nato karşılarına çıkmış ve demiş ki; ‘Burada çalışamazsınız. Bu yoldan petrol boru hattı geçiyor.
Konu Başkan Sekmen’e iletilmiş.
Sekmen hemen bir günlüğüne Ankara’ya gitmiş Milli Savunma Bakanı ile görüşmüş ve sorun çözülmüş.
*
Ben Sayın Sekmen’in asla avukatlığını yapmıyorum.
‘Marifet iltifata tabidir’ diyorum.
Bir yol için, bir günlüğüne Ankara’ya gitmek,
Sorunu çözüp aynı gün şehre geri dönmek taktire değer değil mi?
Amacının şehre hizmet olduğunu göstermez mi?
‘Yav arkadaş Hilalkent’te bir yol. Burası da yapılmayıversin’ denilebilirdi.
Hayır öyle değil,
Engelleri aşmak önemli.
Yoksa, yık kardeşim her yeri,
Geçsin aradan yıllar,
Millet dükkanından, evinden olsun.
Ben de çalışıyorum de.
Bence buna en büyük örnek Üç kümbetlerin bulunduğu mevkidir.
*
Bende şimdi bir afiş asıyorum,
Ve üzerini şöyle yazıyorum.
‘Yakutiye Belediyesini yıkım rezilliğinden kurtarsa kurtarsa Büyükşehir Belediyesi kurtarır.
Görev sizi bekliyor Sayın Sekmen’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.