• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Erzurum -1 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 10 °C

SİNEK ÖLDÜRMEKLE, BATAKLIĞI KURUTAMAZSINIZ

Selman Soğukpınar

Tarih tekerrür ediyor.

Gaflet içerisinde siyonizmin ve emperyalizmin maşalığını yapmaktan kendini kurtaramayan orta doğuda yeni bir savaş başlıyor.

Çok uzağa gitmeden son 40 yıllık yakın orta doğu tarihine baktığımız zaman evet nerede ise her on yılda bir orta doğuda yeni bir savaş çıkıyor.

Savaşın çıkışına baktığınızda gaflet ve gerçek İslamdan zerre kadar haberi olmayan cahil cühada sözde Müslüman geçinen zavallılar savaşı çıkarıyor.

Ölen arada kalan mazlumlar.

Kazanan savaşın çıkması için her iki sözde Müslüman taraflarını da kandırarak  birbirine vurduran onları maşa gibi kullanan emperyalist ve siyonistler oluyor.

Peki son 40 yılda orta doğuda neler olmuştu?

Kısaca bir hatırlayalım.

Bunun için ben ilgili kaynaklardan yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tarihte İran ve Irak ülkeleri arasında ki ilişkilerin hiçbir zaman iyi olmadığını hepimiz biliyoruz.

1980 yılının ortalarında, ordudaki yüksek rütbeli subayların tasfiye edilmesi ve rehineler olayıyla ABD'nin düşmanlığını çekmesi dolayısıyla, İran'ın güçsüz durumda olduğu izlenimi uyandırmıştı.

İran'ın iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan bölgeden askerlerini çekmeyi reddetmesi üzerine de 22 Eylül 1980'de Irak ordusu İran sınırını geçti.

Savaşın ilk günleri, baskın avantajını koruyan Irak'ın üstünlüğü ile geçse de, zamanla İran'ın direnişinin artması ile savaş karşılıklı yıpratma sürecine girdi.

Sekiz yıl süren savaş 1988 Ağustos ayında yapılan ateşkes ile sona erdi.

Ölen yüz binlerce mazlum Müslüman, kazanan emperyalist ve siyonistler ile onların maşalığını yapan sözde Müslümanım diye geçinen şeytanlar oldu.

Fakat savaştan sonra  adı Birleşmiş Milletler olan, ama bugüne kadar hiç bir Müslüman için fayda sağlayacak bir karar almamış, Birleşmiş Şeytanlar gözetiminde yapılan barış görüşmelerinden bir sonuç alınamadı.

Alınamazdı da çünkü her iki tarafı silahlandıran emperyalist ve siyonistlerin derdi onları anlaştırmak değil, yüz binlerce Müslümanın yok yere ölmesi idi.

Zalimler onuda başarmışlardı.

Bu zalimler Müslüman kanı içmeye doymadılar.

Tarih 1990 yılını gösterirken kanlı eller yine devreye girerek Irak'a Kuveyt'i işgal ettirdiler.

Kendileride Kuveyt'ten sözde mazlumdan yana olarak yine ortada kalan Müslümanları öldürmeye başladılar.

Şer güçlerinin adını Körfez Savaşı veya Birinci Körfez Savaşı koydukları savaşta ABD öncülüğünde 34 ülkeden oluşan koalisyon güçleri düzenledikleri  askeri harekat ile nerede ise taş üstünde taş, beden üstünde baş koymadılar..

Ve ilginçtir.

Suudi Arabistan savaşın 60 milyar ABD Doları tutan maliyetinin 36 milyarlık kısmını tek başına karşıladı.

Harekat, 17 Ocak 1991'de Irak güçlerini Kuveyt'ten çıkartmak için yapılan hava bombardımanıyla başladı.

Bunu 24 Şubattaki kara harekatı izledi.

Harekat sonunda Irak'ı Kuveyt'ten çıkaran koalisyon güçleri kendilerince mutlak bir zafer elde ettiler.

Koalisyonda kimler yoktu ki;

Arjantin, Avustralya, Bahreyn, Bangladeş, Belçika, Kanada, Danimarka, Mısır, Fransa, Yunanistan, İtalya, Kuveyt, Fas, Hollanda, Yeni Zelanda, Nijer, Norveç, Umman, Pakistan, Portekiz, Katar, Güney Kore, Suudi Arabistan, Senegal, Sierra Leone, Singapur, İngiltere, İspanya, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık ve ABD'di.

Almanya ve Japonya Basra Körfezi'ne asker göndermemesine karşın toplam 16 milyar dolarında savaşa katkı sağladılar.

Aslında koalisyon üyelerinin çoğu Körfez Krizini Arap ülkelerinin arasında yaşanan bir sorun olarak gördüklerinden ya da ABD'nin Orta Doğu'daki etkisinin artmasından çekinerek isteksiz davranmışlardı.

Amma gelin görün ki çoğu ülke ABD'ye borçlu idi bu yüzden ekonomik yardım veya borç silme teklifleri ya da yardımları kesme gibi tehditlerle koalisyona katılmak zorunda kalmışlardı.

Orta doğu da zulüm bitti mi?

Yine bitmedi.

Mazlumlar ölmeye, zalimler emperyalistler ve siyonistler Müslüman kanını ve orta doğunun yer altı kaynaklarını içmeye doymadılar.

Sudan bahaneler aranmaya başladı.

11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de yaşanan terör eylemlerinin ardından Saddam Hüseyin tekrar ABD'nin hedefi haline geldi.

Şubat 2002'de, ABD Başkanı yaptığı konuşmada Irak'ı, İran ve Kuzey Kore ile birlikte Şer Ekseni olarak ilan edip, sahip olduğu kitle imha silahları nedeniyle Irak hükumetinin devrilmesi için harekete geçebileceklerini açıkladı

20 Mart 2003' de ABD tarafından, kitle imha silahları olduğunu öne sürerek başlatılan Irak'ın işgali sırasında, Irak hükumeti ve ordusu üç hafta içinde çöktü.

9 Nisan 2003 tarihinde, ABD güçlerinin Bağdat'a girmesiyle 24 yıllık Saddam Hüseyin iktidarı sona erdi.

Saddam Hüseyin'İ 13 Aralık 2003'de Tikrit yakınlarında kendi koydukları bir çiftlik evinde ABD güçlerince yakalandı.

Saddam yakalanışından Haziran 2004'e adar, 11 üst düzey Baas yöneticisiyle beraber Bağdat Uluslararası Hava alanı yakınlarındaki bir ABD üssünde tutuldu. 

Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayram'ının ilk gününde asılarak idam edildi.

Emperyalist ve Siyonistler kendi var ettiklerini kendi elleri ile yok ettiler.

Olan arada milyonlarca zavallı Müslümana oldu.

Irak  ne insan hakları ne demokrasi geldi yıllar sonra Irak halkı heykelini bile ipte salladıkları Saddam'ı arar oldu.

Zulüm durmadı dahada arttı.

İşte orta doğu bugünlere böyle geldi.

Saddam sonrası Irak'ın başına Terörist Malikiyi, Suriye'de de zalim Esed'i destekleyerek Müslümanlara zulmetmeye devam etti.

Mısırda halkın seçtiği Cumhurbaşkanını Darbeci Sisi'ye destek vererek zindanlara mahkum ederek yine milyonlarca Müslümanın ölümüne sebep oldu.

Terörist İsrail'in Gazze'de, Filistin'de yaptığı katliamlara sessiz kalan bu siyonistler orta doğuyu kana bulamak için yeni bir terör örgütü var ettiler.

Mısır, Suriye, Irak üçgeninde yeni bir terör örgütü var eden emperyalist ve siyonistler bataklığa çevirdikleri orta doğuda şimdide demokrasi ve insan hakkı getireceğiz diye borazan çalıp, sinek öldürerek bataklık kurutacaklarını söyleyip, İslamın son kalesi ve son ordusu Türkiye'nin başına çorap örmeye çalışıyor.

Arada olanda, ölende yine zavallı Müslümanlara oluyor.

Rabbim; Birliğimizi ve dirliğimizi daha çok muhafaza etmemizi nasip etsin.

Rabbim; Bizleri bu zalimlerin şerrinden muhafaza eylesin inşallah.

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25