İstanbul, insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden bugüne kadar,dünyanın en önemli şehirlerinden, en gözde yerleşim birimlerinden biri oldu.Kültürün, sanatın, siyasetin, ekonominin, kısacası medeniyetin kalbi yüz yıllar boyunca İstanbulda attı.Dillere destan güzelliği ile masallara konu oldu, uğruna binlerce şiir yazıldı.Tarih boyunca pek çok dine, milliyete, kültüre, eşine az rastlanır bir hormoniye ev sahipliği yaptı.Hiristiyanlığa, İslamiyetten Yahudiliğe kadar dünya üzerindeki pek çok inanca; Yunan, Rum, Ermeni ve Türk çok milliyete aynı şefkatle kucak açtı.
Ancak bugün , binlerce yıllık bir birikimin sonucu olan bu değerin, bu insanlık medeniyetinin, göz göre göre tahrip edildiğine,İstanbulun yönetiminde söz sahibi olan kişi ve kurumların bu tahribata zemin hazırlayan uygulamalara imza attığına, İstanbulda yaşayan milyonlarca insanın da bu süreçte pay sahibi olduğuna sahiplik ediyoruz.Yaşanılan şehrin her geçen gün daha büyük bir açgözlülükle sermaye gruplarının pazarı haline getirilmesini, Yüzyıllar içerisinde oluşturulan ve muhafaza edilerek sonraki nesillere aktarılan tarihi silueti, adeta vandal bir yaklaşımla bozan gökdelenleri, İstanbulun sahip olduğu tarihi dokuyu zedeleyen yapılaşmayı, bu yapılaşmaya sebep olan gerekçeleri hazırlayan ve bu çarpık kentleşmeye gözyuman yönetimleri...
Toplumsal yaşamın en önemli parçalarından biri olan çarşı kültürünü yok ederek, kapitalist kültürün tapınakları AVM' LERİ İstanbulun her semtine yerleştirenleri...
Kentsel dönüşüm adı altında şehir hayatını tahrip edip İstanbulu kentleştiren, İstanbulun tarihi semtlerini, yüzlerce yıllık mahalle kültürünü, komşulukları, yaşanmışlıkları ortadan kaldiran, yerlerine milyon Dolarlık bütçelerle rezidanslar, yaşam merkezleri, alış-veriş merkezleri, kompleksler inşa eden ve edilmesine göz yumanları... Geçmişte Gökkafese karşı çıkmayı, haklı olarak siyasette var oluş sebepleriyle özdeşleştiren, fakat bugün tüm yetkileri ellerinde bulundurdukları halde tarihi silueti bozan yapılaşmayı müsaade edenleri... Yakın geçmişe kadar, göç nedeniyle oluşan durum karşısında,İstanbul varoşlaşıyır diyerek tepki gösteren ve fakat bugünkü modern varoşlaşma'ya seyirci kalan, hatta bu durumdan memnuniyet duyan, gökdelenleri kalkınmanın, çağdaşlığın göstergesi kabul eden entelektüelleri, sanatçıları...
İstanbulda yaşıyor olmanın verdiği sorumluluğun bilincini taşımayan, İstanbula ihanet eden zihniyetten hesap sormayan, İstanbul 'unu korumayan, şehirde yaşayan fakat şehirli olmayan yüzbinleri, milyonları... Şikâyet ediyorum. Yazılı tarih öncesi dönemlerden Bizansa Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine kadar, İstanbulu imar eden, koruyan ve kollayan tüm devlet yöneticilerine, Fatih Sultan Mehmet'e, Mimar Sinana...
Şiirlerinde İstanbulun güzelliklerini anlatan, İstanbul'a duyduğu hayranlığı dile getiren Bakiye, Nedime, Şeyh Galibe, Yahya Kemale, Necip Fazıla, Orhan Veliye,Nazım Hikmete, Sezai Karakoç 'a... Şikâyet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.