Sonbahar mevsimi, doğanın renklerini en çarpıcı şekilde sunduğu bir zaman dilimidir. Sıcak yaz günlerinin ardından, serin ve taze bir havayla doğanın dönüşümüne tanıklık etmek isteyenler için Erzurum, harika bir kaçış noktası. Şehir, sadece kış turizmiyle değil, sonbaharda sunduğu doğal güzellikler, tarihi zenginlikler ve eşsiz manzaralarla da keşfedilmeye değer. İşte, sonbaharda Erzurum’da mutlaka gezmeniz gereken 5 unutulmaz rota:
Çifte Minareli Medrese
Erzurum’un sembolü haline gelmiş olan Çifte Minareli Medrese, Selçuklu döneminden günümüze uzanan önemli bir tarihi yapı. 13. yüzyılda inşa edildiği bilinen bu medrese, taş işçiliği ve mimarisiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Sonbaharda, medresenin etrafındaki ağaçların altın sarısı yapraklarla bezenmiş hali, ziyaretinize ayrı bir estetik katıyor. Avlusunda dolaşırken, tarihin izlerini hissedebilir, mimarinin zarafetine hayran kalabilirsiniz. Ayrıca, medresenin hemen yakınında yer alan Erzurum’un eski şehir merkezi ve geleneksel Erzurum evleri de kısa bir yürüyüş mesafesinde keşfedilmeyi bekliyor.
Tortum Şelalesi ve Gölü
Erzurum’un doğal güzelliklerinin başında gelen Tortum Şelalesi, sonbaharda daha da büyüleyici hale geliyor. Tortum Şelalesi, Tortum Gölü’nün Tev Vadisi’ndeki heyelan kütlesini aşarak dökülmesiyle oluşmuştur. 21 metre genişlik ve 48 metre yüksekliğe sahiptir. Şelalenin önünde yer alan izleme balkonu, ziyaretçilerin büyük ilgisini çekmektedir. İzleme merdivenlerinin nefes darlığı ve kalp rahatsızlıklarını önlediğine inanılmaktadır. Şelalenin döküldüğü noktanın çevresindeki ağaçlar, bu dönemde sarı ve turuncu tonlarına bürünerek eşsiz bir manzara sunuyor. Doğa yürüyüşü yapmayı sevenler için Tortum Şelalesi ve Tortum Gölü etrafında harika patikalar bulunuyor. Bu patikalar boyunca şelalenin sesi size eşlik ederken, gölün sakin sularında huzur bulabilirsiniz. Özellikle fotoğrafçılar için sonbahar, burada benzersiz kareler yakalamak için en ideal dönemlerden biridir. Tortum Gölü çevresinde piknik yapabilir ya da sessizliğin keyfini çıkararak doğayla baş başa kalabilirsiniz. Bu bölgeye yapacağınız ziyaret, hem doğayla iç içe bir gün geçirmenizi sağlayacak hem de şehirden uzaklaşarak zihninizi dinlendireceğiniz bir mola verecek.
Palandöken Dağları
Palandöken Dağları denildiğinde akla ilk olarak kış sporları gelse de, sonbaharda bu dağlar doğa yürüyüşü ve tırmanış tutkunları için de cazip bir rota haline geliyor. Dağın eteklerindeki yürüyüş parkurları, şehrin yüksek noktalarından sunulan manzaralar eşliğinde doğayla buluşma fırsatı sunuyor. Dağ eteklerinde yapacağınız bir yürüyüş, sizi sonbaharın o sakin ve huzurlu atmosferiyle kucaklayacak. Dağ havasının serinliği, tertemiz oksijen ve çevrenizde uzanan sararmış yapraklar arasında yapacağınız bu yürüyüşler, şehrin telaşından kaçmak için mükemmel bir fırsat sunar. Daha macera dolu bir gün geçirmek isteyenler için ise dağ tırmanışı yapılabilecek rotalar da mevcut. Sonbaharın yumuşak ışıkları altında Palandöken’in zirvesine doğru bir yolculuk, her doğa sever için unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Narman Peribacaları
Erzurum denildiğinde akla ilk gelen şeylerden biri peribacaları değildir, fakat Narman Peribacaları bu durumu değiştirmek için yeterince etkileyici. Kızıl Periler Diyarı olarak da bilinen Narman, ilginç kaya oluşumlarıyla ünlüdür. Sonbahar aylarında kızıl toprak ve taş yapıları, bölgenin atmosferini daha da büyüleyici hale getirir. Yeryüzü şekillerinin ve toprağın verdiği renkler, sonbaharın sarı ve turuncu tonlarıyla birleştiğinde ortaya unutulmaz bir manzara çıkar. Narman Peribacaları, özellikle fotoğrafçıların ve doğa tutkunlarının ilgisini çeken bir bölge. Erzurum şehir merkezine yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta bulunan bu eşsiz doğal güzellik, zaman içinde rüzgâr ve yağmurun kumlu toprağı aşındırdığı kaya oluşumlarıyla tanınıyor. Bölge, aynı zamanda yürüyüş ve keşif turları için de oldukça uygun.
Yakutiye Medresesi ve Erzurum Kalesi
Erzurum, tarihi dokusuyla da dikkat çeken bir şehir. Tarihi mirasın başında ise Yakutiye Medresesi ve Erzurum Kalesi geliyor. Yakutiye Medresesi, 1310 yılında İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından inşa edilmiş ve mimari zarafetiyle öne çıkan bir yapı. Medrese avlusunda yürürken, o dönemin ilim ve sanat dünyasına tanıklık edebilir, taş işçiliğinin en güzel örneklerini görebilirsiniz. Erzurum Kalesi ise şehrin en eski yapılarından biri olup, şehre tepeden bakan konumuyla harika bir seyir noktasıdır. Sonbaharın serin havasında, kale burçlarından şehrin altın sarısı yapraklarla kaplı manzarasına bakmak, ziyaretçilere huzur dolu anlar yaşatacaktır. Kale ve çevresindeki tarihi yapılar, kültür ve tarih meraklıları için ideal bir rota oluşturur.
Bu gezi yazısı, Marmaris Haber ekibinin titiz çalışması sonucu sizlere sunulmuştur. Marmaris’in eşsiz sahillerinin ötesine geçerek Türkiye’nin dört bir yanındaki gizli güzellikleri keşfetmeyi amaçlayan yazı serimizin bir parçası olarak, sonbaharda Erzurum’un sunduğu harika rotalara odaklandık. Erzurum’un tarihi ve doğal zenginlikleri, sonbahar mevsiminin daha da huzur verici atmosferiyle dikkat çekiyor. Marmaris Manşet Haber ekibi olarak, yalnızca Marmaris ve çevresini değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki keşfedilmeyi bekleyen noktaları da sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Seyahat tutkunları için ilham verici yeni rotalar keşfetmek adına bizi takip etmeyi unutmayın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.