Derdime vâkıf değil. Cânân beni handân bilir.
Hakkı vardır. Şâd olanlar herkesi şâdân bilir.
Söylesem tesiri yok. Sussam gönül râzı değil
Çektiğim âlâmı bir ben bir de Allah'ım bilir. (Fuzuli)
Son zamanlarda millet olarak öyle bir hale geldik ki gündemden düşmeyen, gittikçe daha kötüye giden samimi ve ihlaslı Müslümanları adeta kahreden gelişmeler yaşanmaktadır.
Kimse kimseyi anlamaya ve dinlemeye gayret göstermiyor.
İnsan olarak konuştuklarınızla ve yazdıklarınızla adeta karşınızdaki kişinin önyargıları altında anlaşılmamaya mahkûm oluyorsunuz.
Bu durum inanmış, İslami değerlere sahip insanlar olarak bizlere acı vermektedir.
Ne var ki susmak acı verirken bizlere, göz göre göre bir şeylerin yanlış olduğunu bilip de söyleme ve söylememe arasındaki kararsızlık durumumuzu daha da perişan etmektedir.
17 Aralıktan beri ülkemizde süregelen ve gündemden düşmeyen mesele ki ismini dahi ne ağzıma almak, nede yazmak istemiyorum.
Çünkü dün meselenin ve topluluğun adını bile duyunca ağza alınmayacak küfürleri savuranların bugün savunmaları insan olarak midemi bulandırıyor.
Bu tutumun dinimizdeki karşılığı da hepimizin bildiği üzere Münafıklık ve Riyakarlıktır.
Bunu da bu arada belirtmiş olayım.
Asıl meselemize gelince;
Ülkemizin altına dinamit koymak isteyenlerin derdi açıkça belirteyim ki bu Cennet vatanımızda Müslümanı Müslümana düşürmek, kardeşlik bağlarını yok etmek ve son yıllarda eksiği ve fazlası ile her anlamda başarı yakalayan ülkenin gidişatına darbe vurmaktır.
Defaten yazıyor,
Defaten konuşuyoruz.
Ancak gelin görün ki fayda etmiyor.
Susuyoruz içimize dert oluyor.
Konuşuyoruz yanlış anlaşılıyoruz.
Bu işte açık ve net bir şekilde söylemek istiyorum.
Kazanan Yahudi, Siyonist ve Emperyalistler olurken,
Kaybeden benim kardeşim aynı Kıbleye yöneldiğimiz,
Aynı secdeye baş koyduğumuz,
İhlaslı ve Samimi din kardeşlerimiz.
Yani bizler oluyoruz.
Bu oyun ki asırlardır her farklı senaryolar ile yazılarak bu ülke insanı üzerinde tiyatro sahnelerinde sahnelenirmiş gibi yine sahnelemeye devam ediliyor.
Ancak bu oyunlar içerisinde özellikle dikkat etmemiz gereken bir nokta var.
Senaryoyu yazanlar hep aynı olmasına rağmen oyuncu olarak hep bizim içimizden birilerini seçiyorlar.
Bizler bırakın Ortadoğu da yaşananları kendi ülkemize bakıp da hiç ders almıyoruz.
Ne olur hafızalarımızı yoklayıp, ülkemizde oynanan oyunları hatırlayalım.
-Oyunun adı; Sağcı- Solcu
Oyuncular; Bu milletin öz evlatları.
Sonuç; Utanmadan sıkılmadan halan daha bir sağdan astık birde soldan astık diyenler.
Vatan evlatları darağacında sallandırıldı.
Bir ailede aynı babanın iki evladı bir birbirine kurşun yağdırdı.
Yanan ana yürekleri.
Oyunda kaybeden; Bu ülkenin öz vatan evlatları yani bizler.
Kazanan; Siyonist, Emperyalist ve Yahudiler ile onların bu ülkedeki maşaları.
-Oyunun adı; Türk-Kürt
Oyuncular; Bu milletin öz evlatları.
Sonuç; Al bayrağa sarılmış binlerce şehit vatan evladı.
Yine bir ailede aynı babanın iki evladı;Biri kışlada asker, diğeri dağda terörist.
Yanan ana yürekleri.
Oyunda kaybeden; Bu ülkenin öz vatan evlatları yani bizler.
Kazanan; Siyonist, Emperyalist ve Yahudiler ile onların bu ülkedeki maşaları.
-Oyunun adı; İrticacı-Laik
Oyuncular; Bu milletin öz evlatları.
Sonuç; Kapı önlerinde başörtüsünden tutularak yerlerde sürüklenen binlerce başörtülü kız kardeşimiz, kamuda fişlenen sadece dininin emrettiği şekilde yaşamaya çalışan bu vatanın öz evlatları.
Yok, edilmeye çalışılan bu milletin inancı ve değerleri.
Yine bir ailede aynı babanın iki evladı;Biri başı açık, diğeri başı örtülü ama bir birine düşman edilmeye çalışılan iki kardeş.
Yanan ana yürekleri.
Oyunda kaybeden; Bu ülkenin öz vatan evlatları yani bizler.
Kazanan; Siyonist, Emperyalist ve Yahudiler ile onların bu ülkedeki maşaları
İşte sadece ben kendimi bildim bileli yaşadığım bu üç oyun.
Bu oyunların değişmeyen tek yönleri ise hep aynı hususlar.
Değişmeyen senaryoyu yazanlar.
Değişmeyen oynayan oyuncular yani bizler.
Yazık vallahi bu ülkeye bu millete yazık.
Bu günkü oyunun diğerlerinden hiçbir farkı yoktur.
Ya bizler bu meseleyi anlatamıyoruz.
Yâda benim din kardeşim bunu anlamaya çalışmıyor.
Çünkü meselenin anlaşılmayacak hiçbir tarafı yoktur.
Oyun her yönü ile açıkça ortadadır.
Son olarak diyorum ki; Allah aşkına bu gün gözümüzün önünde Suriye’de, Filiskinde ve Mısırda yaşanan kan ve gözyaşına iyi bakın.
Bakında,
Ne olur?
Bu ülkenin ayarları ile oynamayın.
Vallahi Rabbim elimizden alır.
Sonra Güneşten sığınacak, Gölge bulamayız. Bunu iyi bilesiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.