Türkiyenin en önemli meselelerinden biri olan terör sorunu, uzun yıllardır gerek dış, gerek iç etkenlerle körüklenerek derinleştiriliyor ve can almaya devam ediyor.Bu sorunun nedenleri irdelendiğinde,Türkiye ' nin iç ve dış politikasında etkili olan bazı noktalar öne çıkıyor
Dış politikada, gerek bölge üzerinde etkili olan küresel güçlerin işlediği siyaset, gerek Türkiyenin son dönemdeki dış politika metodu nedeniyle terörün yeniden devamını hareketlendirdi.Söz konusu sorunun çözümünde, komşu ülkelerle oluşacak diyalog ve işbirliğinin ne kadar önemli olduğu açıktır. Bu bağlamda dış politikasını komşularla iyi geçindiği yıllarda önemli adımlar atan Türkiye ne yazık ki , bu gelişmelerden rahatsızlık duyanların çeşitli müdahalelerine maruz kalıyor.Türkiyenin devlet ve hükümet olarak içinde bulunduğu bu durum, başta Ortadoğu olmak üzere, söz konusu coğrafya üzerindeki etkinliğini kaybetmek istemeyen egemen güçlerin istediği tablonun devam ettiğini görüyoruz.
Bugün Türkiyenin en büyük problemlerinden biri olan terör sorununun, İran ve Suriyenin desteği olmaksızın çözülebilmesi mümkün gözükmüyor.ABD.kontrolündeki Kuzey Irak'ın bu konuda katgı sağlamadığı da hesaba katıldığında, Türkiyenin komşularıyla yakınlaşmasından rahatsızlık duyulmasının en önemli nedenlerinden biri de anlaşılmış olacaktır.Suriye ile yaşanan gerginliğin Pkk içindeki hatırı sayılır sayıdaki Suriye kökenli teröristin dağdan indirilmesi sürecinin akamete uğramasına, bir Nato projesi olarak Türkiye'ye dayatılan füze kalkanı projesinin de İranin Türkiye'ye terörle mücadele konusunda verdiği desteği geri almasına yol açabilir.
Bilindiği gibi 80'li ve 90' li yıllarda, bölge halkının inanç değerlerinin şekillenmesinde önemli rolleri olan, bireysel ve toplumsal ilişkilerin sağlıklı olarak sürdürülmesini sağlayan ve toplum tarafından genel kabul görmüş şahsiyetler, derin yapılanmalar tarafından öldürüldü ve birarada yaşama kültürünü koruyan anlayış tasfiye edildi.
Korku ve şiddet politikalarıyla halk sindirilmeye çalışıldı. Böylece bölge halkı, onların menfaatleri doğrultusunda faaliyet gösterdiklerini iddia eden fakat tercih ettikleri yöntemlerle bu iddianın gereğini yerine getirmekten uzak pek çok şahıs, parti ve örgüte muhtaç bırakıldı. Ancak bugün bile bir kısım taraftarları bu politikadan yana tavır almakta direniyor.
Başta hükümet ve diğer siyasi partiler olmak üzere, Türkiyenin terör sorunu üzerinde rol alacak unsurlar , aklıselimle hareket etmeli, hamasi açıklamalar ve şiddeti körükleyecek söylemlerin çözüm sağlayamayacağı artık anlaşılmıştır.Bu tür yaklaşımların devlet yöneticiliği ile bağdaşmadığı hatırda tutulmalı,söz konusu kurum ve şahıslar, sürecin gidişatını şekillendirecek hassas bir konumda bulunduklarını unutmamalıdır.
Türkiyenin dış politikada komşularıyla sürdürdüğü diyaloğ ve iş birliği, küresel aktörlerin yönlendirmelerine göre şekillenmemeli, fevri yaklaşımlardan uzak, kalıcı ve sürdürülebilir bir ilişki biçimi benimsenmesi.
Derin yapılanmalar eliyle zayıflatılan geleneksel değerlerin topluma yeniden kazandırılmalı ve etnik kökeni aşan kardeşlik hukukunun benimsenmesi için çaba harcanmalıdır.
Türkiyenin pek çok etnik yapıyı bünyesinde barındırdığı ve bir millet için de etnik temelli imtiyazların söz konusu olamıyacağı unutulmamalıdır. Medya organlarının terör olaylarını aktarırken, toplumun huzurunu bozacak bir dil geliştirmemeli, terör haberleri nefret içerikli söylemlerden kaçınmalı ce özellikle terör Kürt kökenli vatandaşlarımıza maledilmemelidir.Ayrıca terör örgütüne moral ve Motivasyon sağlayacak söylemlerden kaçınılmalıdır. Toplumun tüm kesimleri, yüzyıllarca ortak geçmişin bilinciyle hareket etmeli., birarada yaşama kültürünün gerekleri yerine getirilmeli iç ce dış politikada yaşanan olumsuzluklara alet olmamalıdır.Yaşanan acı olaylar toplumda nefreti körüklememeli, aksine daha fazla kenetlenmeyi doğurmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.