Bu noktada RTÜK’ün üzerine düşen sorumluluğu hassasiyet ile yerine getirmesini isteyen Aba, şöyle devam etti:
“Medya, Ailenin mahremiyetini hiçe sayarak, reyting uğruna toplum fıtratını bozmamalıdır.
İnsanları birbirine güvensiz hale getiren ve bireyci anlayışı kutsayan batı anlayışının, nakış nakış işlenerek Anadolu irfanının dönüştürüldüğünü üzülerek müşahede ediyoruz.
Her türlü hakaretin meşrulaştığı galiz ifadelerin sürekli tekrar edildiğini, evlilik dışı yada resmi evli iken çiftlerin gayrı meşru ilişkilerden bahsedilmesi (sözüm ona) aşk için her yolun mubah olduğunu zihinlere yerleştirildiğini üzülerek görüyoruz.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ MASKESİ
Özellikle dizilerde eşcinsellik aile içi ensest ve çarpık ilişkilerin konu ediniliyor olması, yapay süt, GDO ürünler, Tiktok ve sosyal medya vb. LGBT’yi meşrulaştırma çabaları nötr insan oluşturma projesinin bir parçasıdır. Cinsiyet eşitliği maskesiyle, cinsiyetin sonradan kültürel olarak edinildiği dair ifadeler uzun vadede erkeklerin gebe kalmasına verildi.
Ayrıca bazı programların kurumlardan yetki gaspı yaptığı (Adalet, Emniyet) bir kamusal soruna yol açacağı aşikardır.
Özellikle bazı programlar; Türk toplumunu ata erkil yapı üzerinden kodlayarak kadın temsilini sadece kadın mottosu üzerinden vermektedir.
Erkek ve kadın birbirlerinin rakibi değil Refik’idir, şiddeti cinsiyet üzerinden şekillendirmek doğru değildir.
Şiddet kime ve neye karşı olursa olsun kötüdür ve kabul edilemez.
Peşin hükümlü ve bir tarafı töhmet altında bırakan yaklaşımlar, aile kurumuna zarar verecektir.
TÜİK verilerine göre boşanmaların artması, kaba evlenme hızının azalması ve doğum oranlarının düşmesi aile yapımız için büyük bir tehlike arz etmektedir. Aile ve ahlak toplumumuzun vazgeçilmezidir.
Konunun muhatabı yetkilileri göreve çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.