Üretmek yeni değerler ortaya koymak,insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir şeyler üretmek kutsaldır. Hayat sık sık mücadeledir denilir.Insan insanın kurdudur diyen düşünce adamlar da var. Lakin hayat aynı zamanda bir dayanışmadır.
Ayakkabı imal eden kişi hayatında her gün bir yeni ayakkabı giyse bile yeter sayıda ayakkabı üretir ve durmadan üretir. O ayakkabılarını başkaları alır, giyer. Herkes kendi ayakkabılarını yapiyor olsaydı ne kadar çok zaman ayırması gerekirdi düşünebiliyormuyuz.
Peki fırıncı hergün kaç kişinin yiyeceği kadar ekmek üretir, hiç saydınızmı. Ne yapacak o kadar ekmeği, elbette başkaları tüketecek ekmeği her insan yapmak zorunda kalsaydı ne çok zamana ihtiyaç vardı hesaplayınız. Demek ki o başka insanların yiyeceği ekmeği üretmekte, peki ekmeğini başkaları, ayakkabılarını başkaları üretiyorsa bu ne muhteşem dayanışmadır diyebiliriz.
Çocuğunu herkes kendisi eğitmaz. Muallim Hoca,öğretmen adıyla tanıdığımız insanlar herkesin yerine o çocukları eğitir ve bilgiler öğretir. Toplu ulaşım diye bir iş alanı üretilmiş önce,sonra da sürücü, şöför, kaptan, pilot kelimeleriyle onlara birer sıfat verilmiş. O insanlarda bir yerden bir yere gitmesi gereken insanları bir arada taşırlar.Tek tek sürücülerin kullandığı araçların oluşturduğu yoğun trafikte hemen herkes o tek kişilerin araç kullanmasına kızarlar.
Elbiselerimizde başkaları tarafından dikilir. Hülasa toplu yaşamada bir insan çok insana hizmet eder. Bu muhteşem bir dayanışmadır. Daha önemliside yüzlerce hububat, yüzlerce meyve ve yüzlerce ifade edilen sayıda sebze var ve herbiri bir derdin ilacı. O gıda maddelerinden belli ölçülerde yemedikce bazı hastalıklar baş gösterir. Her meyve sebzeyi, hububatı, eti belli ölçülerde yemeden yaşanamiyor. Peki bütün bunları insan tek başına yetiştirmek zorunda olsaydı; işte insanların bir arada yaşamaya nuhtaç. Yaratan onların bu dayanışmasına da murat etmiş oluyor. İnsanlar ister istemez bu dayanışmanın mahkumdurlar. Başka bir yaşama şekli yok. Fırıncı kime kızarsa kızsın, ekmeğini üretmek zorunda. Tarlada, bahçede, imalathanede, mutfakta, okulda, resmi dairede,özel kişiye ait iş yerinde hep başkaları için hizmet, mal üretilir ve aslında takas edilir.
Düşünce üretenleride biliyoruz. Düşünce de insanların birey ve toplum olarak yaşamları boyunc beyin faaliyetleri alanındaki üretimleri ve ihtiyaçlarına cevap verme şeklidir.düşünce adamıda herkes yerine düşünür, yeni düşünceler üretir. Bu yeni düşünceler,insanların daha kolay yaşamalarına hizmet eder. Eğitim için,hukuk için, yönetim için daha uygulanabilir yollar teklif ederler. Düşünce üretmek lahana üretmekten daha kolay veya zor değildir. Her üretim bir emek harcamayı ve bazı zahmetlere katlanmayı gerektirir.
Esasına bakılırsa insanların bir alanda daha üretim yapmaları kaçınılmaz. Duygu üretmek gerek. Çünkü insanlar yanlışı daha çok yetersiz duygu üretiminden dolayı yapıyorlar. Zıraatcı, hayvancı, tarımcı, celep, çırak, kalfa, usta, hizmet alanı, düşünce alanında üretim yapılıyor. Yeterli yada yetersiz. Fakat duygu alanında yeni duygular üretecek, duygulara sınırlar çizecek, onlar için ilkeler geliştirecek üreticilere ihtiyaç var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.