Ya Rabbi!!!
Kimin kulusun?
Diye sordular.
Allah'ın Kuluyuz dedik.
Ama sana karşı kulluk vazifemizi yerine getiremedik.
Sana gerçek kul olamadık.
Çünkü Yalan söyledik..
Kimin ümmetisin?
Diye sordular.
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'in dedik..
Ama Resulü Nebiye gerçek ümmet olamadık.
Ümmetlik görevlerimizi yerine getiremedik.
Çünkü yalan söyledik.
Kimin milletindensin?
Diye sordular.
İbrahim Aleyhisselamın diye cevap verdik.
Ama İbrahim Aleyhisselamı ateşe atan Nemrudun ateşine odun taşıdık.
Kimin zürriyetindensin?
Diye sordular.
Adem Aleyhisselamın diye cevap verdik.
Ama Adem Aleyhisselamın soyundan gelen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)in sünneti seniyesini terk eyledik.
Dinin ne?
Diye sordular.
Dinim İslam diye cevap verdik.
Ama İslamın hiç bir şartını yerine getirmedik.
Kitabın ne?
Diye sordular.
Kitabım Kuran diye cevap verdik.
Ama Kuranda Rabbimizin bize yapın ki kurtuluşa eresiniz dediklerini yapmayıp, yapmayın yanarsınız dediği nehyettiklerini yaptık.
Halimiz sana ayandır Ya Rab.
Cevapları doğru verdik ama verdiğimiz cevapların gereğini yapmadık.
Rabbim!!!
Sen bize bitmez tükenmez nimetler ihsan eyledin,
Sen bizi Cennet gibi bir vatanın sahibi ve mevahir dolu tarihin varisi kıldın,
Sen bizi Minare gölgesinde, ezan ülkesinde Müslüman bir anneden dünyaya getirdin,
Sen bize iman nimetini aramadan buldurdun.
Ama biz sana inanmayan gavurun yalakalığını yapmaktan kendimizi alıkoyamadık.
Gavurun Noelinde çoluk, çocuk kutlama yaptık.
Sokakları, meydanları , eğlence mekanlarını, her türlü melanetin olduğu haramın arşa dayandığı bütün mekanları gavurlar ile bir olup doldurduk.
Sabah tan yeri ağarıncaya kadar da tıpkı hayvanlar gibi tepiştik.
Her türlü melaneti yedik içtik.....
Ama senin ''Resulüm seni yaratmasa idim. Alemi yaratmazdım.''
Dediğin Sevgili edibin Alemin efendisi, Sevgili Habibin Efendimiz Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'in dünyayı şereflendirdiği Mevlit Kandilinde Camilerimizi dolduramadık.
Çünkü;
Biz bugün tıpkı Resulümüzün doğduğu çağda ki gibi yaşıyoruz .
Her tarafta cehalet, zulüm ve ahlaksızlık almış başını yürüyor.
Sevgili Peygamberimizin tebliğ ettiği İslam dini ile bugün yaşadığımız hayatın uzaktan yakından alakası yoktur.
Ya Rabbi!!!
Ateşler sardı dört bir yanımızı.
İbrahim Aleyhisselamın yalvardığı gibi yalvarıyoruz;
''Ya Rabbi bizleri rüsvay eyleme''
Dalgalar bizleri sağdan sola savuruyor.
Yunus Aleyhisselamın yalvardığı gibi yalvarıyoruz.
''Senden başka hak ma’bud yoktur. Seni tenzih ederim. Şüphesiz ki ben zalimlerdenim''
Karanlıktayız, etrafımızı göremiyoruz.
Yusuf Aleyhisselamın yalvardığı gibi yalvarıyoruz.
''Ey gâib olmayan Şâhid! Ey uzak olmayan Karîb! Ey mağlûp olmayan Galip! Beni bu musibetten kurtar! Bunun için bana bir çıkış yolu nasip et.''
Her yanımız hastalık, her yanımızdan cerahat akıyor.
Sana Eyüp Aleyhisselamın yalvardığı gibi yalvarıyoruz.
“Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. Bana da merhamet eyle Yarabbi.”
Rabbim!!!
Sen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'e ''Ey Peygamberim;Haddi aşmakta ileri giden kullarıma söyle. Benim Rahmetimden ümitlerini kesmesinler.''
Buyurduğun için kapına geldik.
El açıyoruz.
Bizleri bu gaflet uykusundan uyandır.
Bizleri sapıklıktan, sapkınlıktan ve her türlü haramdan uzak eyle.
Uzak kalmamız için bizlere güç ve kudret ver.
Bizleri zelil ve rüsvay eyleme Ya Rab..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.