Geçtiğimiz hafta öyle bir şeye tanık oldum ki, yazmayayım dedim ama son olay anlatmaya mecbur bıraktı.

Alo25 ve diğer meslektaşlarımın haber sitelerinde yer alan rutin bir başlık arada kaynamış olabilir ama ben yine de hatırlatayım…

‘’Arkadaşlık teklifini kabul etmeyen kız öğrenci, saldırıya uğradı’’

‘’Erzurum’da arkadaşlık teklifini kabul etmeyen üniversiteli kız öğrencisi, F. A., isimli şüpheli tarafından saldırıya uğrayarak darp ediliyor.’’

Serseri, kızı sıkıştırıyor, teklifini kabul etmeyince dövüyor kızcağızı ve arkadaşını, sonra da kaçıyor…

Polis bülteninde saldırgan ve mağdurların isimleri rumuzlu olarak var. Demek ki saldırganın kimliği biliniyor…

3G hızıyla dağbaşı (!..) ndan kaçan F.A., bakalım yakayı nerede ele verecek?

*

Olaydan bir gün öncesi…

Kızımı kütüphaneden almak için üniversiteye gittim.

Biraz daha zamanım vardı.

Cami kapalı ama (hadi şurada yatsıyı kıl da öyle git!) dedim kendi kendime.

Yıllarımı verdiğim eski kültür sitesinin önüne geldim.

Üniversite caminin hemen önündeki alana aracımı park ettiğim sırada, bazı araçların ikinci vitesle kalkıp hızlı dönüşleriyle asfaltı inletmeleri, dere kenarına yaklaştığınızda ayak seslerini duyan kurbağaların topluca vıyaklamalarını andırdı.

Hayli rahatsız olmuşlardı…

Caminin dış cemaat bölümünde namazımı kılıyordum ki, kızlı erkekli başka bir grup…

Belli ki tartışıyorlardı…

Kız sesi ‘’Bağıracağım şimdi..’’

Erkek sesi: ‘’Yürüüü…’’

Bir süre sonra sesler uzaklaştı...

Namazım bitti, aracıma geçerken, caminin sağ tarafındaki boşlukta beyaz doblo bir araca kızları zorla bindirmeye çalışanlara tanık oldum.

Ya tartışma bitmemiş aynı gurup veya başka bir grup…

Neme lazım..

Kütüphaneye gittim, çocuğu aldım ve evin yolunu tuttum…

Üniversite yerleşkesinden çıkarken, devriye görevi yapan polis aracına arkadan selektör yaparak durdurdum ve az önce yaşadığım ve içime sindiremediğim olayı anlatmaya çalıştım.

‘’Üniversite caminin yanında sanırım bir sorun var.. Kız öğrencileri sıkıştıran bir grup var bir baksanız!’’

El cevap

‘’Ya boşverin, onlar cilveleşme zamanındalar…’’

-‘’Memur Bey, galiba anlatamadım, çocukları sıkıştırıyorlar…’’

-‘’Ya onlar şu günler... Ha .. ha.. ha.. Yine de bakalım…’’

Sitemle hareket ettiler… Belli ki maydanozun birinin son bakışları rahatsız etmişti… İleriden u dönüşüyle tarif edilen yere gazladılar…

Afferin sana polis kardeş!

Seni oraya devriye görevine gönderene de…

Her gördüğü, ‘’polis’’ aracını, ‘’devriye aracı’’ zanneden, ‘’ihbar edilebilen can dost’’ zanneden bana da afferin!

Size de afferin üniversite yerleşkesinin üniformalıları….

Siz, bir türlü trafik düzeni tutturamayan yerleşkede, otuzdan fazla noktaya konulan ancak nedense bir türlü kartları göremeyen ucuz bariyerlerin başında kaldırma nöbetine devam edin!..

Ha sahi, aklıma gelmişken sorayım, sizin şu meşhur atlarınız ne oldu? Polisin de vardı atları atlıları…

Galiba haber mevsiminde ortaya çıkacaklar…