• BIST 9636.12
  • Altın 2930.278
  • Dolar 34.6515
  • Euro 36.3536
  • Erzurum -8 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara -4 °C

Atatürk Üniversitesi'nde uluslararası sempozyum

Atatürk Üniversitesi'nde uluslararası sempozyum

Erzurum'da "100. Yılı Münasebetiyle 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi Uluslararası Sempozyumu" başladı. 

Erzurum ValiliğiAtatürk ÜniversitesiAtatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek KurumuAtatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı işbirliğiyle Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen sempozyumun açılış töreninde konuşan Vali Ahmet Altıparmak, tarihi yeniden yazdıran, sınırları yeniden çizdiren 1. Dünya Savaşı'nın ve Kafkas Cephesi'nin enine boyuna incelenmesi, gençler tarafından çok iyi algılanması gereken tarihler zincirinin bir dönemi olduğunu vurguladı.

Bu dönemin özellikle Erzurum, Doğu Anadolu ve Türk geçliği tarafından çok iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Altıparmak, "Eski Osmanlı toprağında yaşayanlar da çok iyi bilmeli. 1. Dünya Savaşı Selçuklu'dan Osmanlı'dan gelen bir Haçlı yürüyüşünün sonucuysa o yürüyüş, bugün bitmiş değil. Bugün de farklı cephelerden yine saldırılar devam ediyor. Karabağ'da, Suruç'ta devam ediyor. Farklı emeller yine aynı şekilde o Türk, İslam düşmanı zihniyetler tarafından yeniden yazılıyor" diye konuştu.

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak da 1. Dünya Savaşı'nın insanlık tarihinin en büyük yıkım ve trajedilerinden biri olduğunu belirterek, "100 yıl geçmiş olmasına rağmen sebepleri, sonuçları ve etkileri hala devam eden ve bu yönüyle de bir anlamda 'bitmemiş' bir savaşın savaşın baş aktörlerinden biri bizlerdik" ifadelerini kullandı.

- "Biz Türkler Avrasya'nın en kadim sakinleriyiz"

Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Tarih Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yakup Mahmudov ise Doğu Anadolu'nun dünya medeniyetlerinin başladığı yerler olduğunu söyledi.

Mahmudov, Türklerin Doğu Anadolu'ya gelmediğini, bu toprakların Türklerin toprağı olduğunu vurgulayarak, "Biz Türkler Avrasya'nın en kadim sakinleriyiz. Güney Kore'denBosna Hersek'e kadar bu topraklarda kahramanlık tarihi yazdık. Bu vatanın tarihini bizler belirledik. Bu topraklar bizim kahramanlık, medeniyet tarihimizdir" dedi.

Siyasetin tarihi bilgilerle yoğrulmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Mahmudov, gençlerin, siyasetçilerin tarihi çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı.

Mahmudov, Haçlı ordusundan sonra Türk dünyasına karşı yürüyüşler başladığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Türkü Türke vurdurdular. 1. Dünya Savaşı, Türk devletçiliğinin sonu olmalıydı. O yüzden savaş başladı. Osmanlı Türk devletlerinin sonuncusuydu. Topraklarını paylaşmak istediler. Netice olarak Osmanlı Devleti ortadan kalktı. Batı dünyası emeline ulaştı.Muzaffer Türk halkı yepyeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmasaydı Türk devletçiliğinin sonu olacaktı. Osmanlı Devleti gitti ama Türkiye Cumhuriyeti doğdu. Şimdi dünyanın en kudretli devletlerinden biridir. Tarihten ibret dersi almalıyız."

Mahmudov, Osmanlı'nın "Milleti Sadıka" dediği Ermeniler tarafından ihanete uğradığını savunarak, şöyle devam etti:

"Osmanlı Devleti'nde Türk halkına karşı olan soykırımı değiştirerek, Ermenilere karşı soykırım olmuş gibi gösterildi. Dünya da bunu böyle bildi. Türk gençliği bunu bilmelidir. Türkler topraklarına sahip çıktı. 1. Dünya Savaşı'nda en ağır yarayı da AzerbaycanTürkleri aldı. Bizim Erivan topraklarımız elimizden gitti. Ermenilere devlet yapıldı."

Türkiye'nin jeopolitik konumu

Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Ali Beyhan da 1. Dünya Savaşı'nın 20. yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olduğunu vurguladı.

1. Dünya Savaşı'nın Osmanlı Devleti için sonu belli olan bir savaş olduğunu ifade eden Beyhan, "Savaş öncesinde Osmanlı Devleti asker veya diplomat değil, sade sivil bir vatandaşın bile karar vereceği üzere eline silah almaması gereken bir durumdaydı" dedi.

Beyhan, Türkiye'nin jeopolitik konumunun çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Millet olarak, yerli helikopterin çabası içerisindeyiz. Modern zamanların istihbaratı için insansız hava araçlarını, daha düne kadar başka ülkelerden temin etmekteydik. Yakın gelecekte, uçağımızın üretilebileceği umutları yeşermiş durumdadır. Yerli üretim olan piyade tüfeğimiz envanterimize yeni girmiştir. Jeopolitik konumu önemli olan ülkemizin tarih bilincine fevkalade boyutta ihtiyacı vardır" şeklinde konuştu.

Sempozyum, 27 Eylül Cumartesi günü sona erecek.

 


  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25