Röportaj: Müslüm AKTÜRK
Doktora gitmek için çeşitli nedenlerimiz olur. Ama hiç kuşkusuz ağrılarımız arttığı zamanlardaki gidişlerimiz daha önem arz eder. Hele hele bu ağrılar dayanılmaz hale geldiğinde tedaviden aldığımız güzel sonuç bizi öylesine rahatlatır ki ‘dünyaya yeniden gelmiş’ gibi hissederiz kendimizi…
9-10 yıl öncesine kadar ağrısı olan hastaların bazı branşlardaki doktorlara gitmekten başka şansları yoktu. Ancak şimdi nokta atışının yapıldığı ‘Algoloji’ diye bir dal var. Nefessiz kalan ağrılı hasta bu bölümde adeta kâbustan kurtuluyor.
Biz de, ülkemizde ilk kez 2011 yılında diploma verilen Algoloji Dalı hakkında bilgiler edinmeye çalıştık ve konumuzun uzmanıyla görüştük. Algoloji Uzmanı Dr. Özgür Emre Polat’la yaptığımız röportajı sunuyoruz, iyi okumalar… (MÜSLÜM AKTÜRK)
Algoloji nedir?
Algoloji kelime anlamıyla “ağrı bilimi” demektir. Bel ve boyun fıtıklarına bağlı ağrılar, omuz-diz-kalça-bel ve boyun kireçlenmelerine bağlı ağrılar, kanser ağrıları, trigeminal nevraljiler, baş ağrıları, nöropatik ağrılar (zona, şeker hastalığına bağlı ağrılar) gibi kronik ağrıların ve kas-iskelet sistemi yaralanmalarına bağlı akut ağrıların tanı ve tedavisi ile ilgilenen yandal uzmanlık branşıdır.
Algoloji hekimi kime denir?
Anesteziyoloji, Fizik Tedavi ve Nöroloji uzman doktorları arasından, ÖSYM tarafından düzenlenen yandal uzmanlık sınavını (YDUS) kazananlar yaklaşık 2-2,5 yıllık algoloji yandal uzmanlık eğitimi almaya hak kazanırlar. Bu süre zarfında kronik ağrıların sebepleri, tanısı, nasıl tedavi edileceği ve bu kapsamda uygulanan özel iğne tedavileri için eğitim alırlar. Bu işlemlerin hangi hastalara ne şekilde uygulanacağı ve sonuçlarının ne olacağı ile ilgili konularda yetkinleşirler. Bu eğitimin sonunda ise uzmanlık bitirme sınavını başarıyla tamamlayanlar Algoloji (ağrı) yandal uzman doktoru olmaya hak kazanırlar ve T.C Sağlık Bakanlığı tarafından bu konuda uzmanlaştıklarına dair diplomalarını alırlar. Bu sürecin sonunda ise mecburi hizmet için sağlık bakanlığı tarafından Algoloji doktoru olarak atanırlar.
Örneğin ben Anesteziyoloji ve reanimasyon uzman doktoru olduktan sonra yandal uzmanlık sınavını kazandım. Ardından yaklaşık 2,5 yıl Algoloji asistanı olarak Ankara Dışkapı EAH’da eğitim gördükten sonra algoloji yandal uzman doktoru olmaya hak kazandım. Sonrasında Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Hastanesi’ne sağlık bakanlığı tarafından atandım.
Özetle böylesine zorlu ve emek gerektiren bir süreç olmasına rağmen bazı hekimlerin bu süreçlerin hiçbirini yaşamadan, kendilerini Algoloji doktoru olarak tanımlamalarını ya da Algoloji poliklinikleri açmalarını verdiğimiz bunca emeğe saygısızlık olarak görmekteyim. Türk Algoloji Derneğimiz bu konuda zaten gerekli yasal mücadeleyi vermektedir.
Algolojide ne gibi tedaviler uygulamaktasınız?
Ağrı, bir hastalığa bağlı oluşabildiği gibi kronik ağrı başlı başına bir hastalık olabilmektedir. Biz bu hastalıkların sebebini tanımladıktan sonra hastaların yaşına, kilosuna, ek hastalıklarına göre uygun ilaç tedavileri başlarız. Bunun dışında minimal invaziv cerrahi dediğimiz bazı girişimsel işlemleri uygularız. Özel iğne veya kataterler aracılığıyla ameliyathanede ultrason veya floroskopi (bir çeşit röntgen cihazı) ile görüntülemeler eşliğinde bu işlemleri gerçekleştiririz. Bazı hastalarda ağrıya sebep olan bölgeye radyofrekans iğnesi dediğimiz bir iğne ve bunun bağlı bulunduğu bir cihaz aracılığıyla radyofrekans akımı uygularız. Bu yöntemle sakıncalı değilse ağrıya sebep olan sinirleri yakar veya bu sinirlerin ağrı iletiminin engellenmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz pulse radyofrekans tedavisini uygularız.
Bu girişimsel yöntemler yaklaşık 30-45 dakika sürer, lokal (bölgesel) anestezi altında ve hasta hafif uyutularak (sedasyon) uygulanır. Bu nedenle hastalar ağrı ya da başka bir rahatsızlık hissetmezler. Enfeksiyondan korunmak amacıyla tüm işlemler, steril ameliyathane koşullarında yapılır. Girişimsel ağrı tedavisinde uygulanan yöntemlerin tümü görüntüleme yöntemlerinin kılavuzluğunda gerçekleştirilir.
Algoloji tedavileri herkese uygulanabilir mi? Hangi hastalar için tercih ediliyor?
Öncelikle bu işlemler risksiz değildir ve bu işin eğitimini almış kişiler tarafından uygulanmalıdır. Çünkü bunlar basit işlemler değildir. Hangi hastaya hangi işlemin yapılacağı, işlemin nasıl yapılacağı öncesinden belirlenir ve bu işlemleri uygulamak için özel iğneler ve bunların bağlı olduğu özel bir cihaz gerektirir. Ayrıca oluşabilecek herhangi bir komplikasyona karşı tecrübe sahibi olunması gerektiğinden hastaların bu tedavileri uygulayan hekimlerinin Algoloji yandal uzman doktoru olduklarından emin olmaları gerekmektedir. Çünkü bu sadece bir iğne tedavisi değildir. Eğer doğru hastaya, doğru işlem, doğru şekilde yapılmazsa ciddi sorunlar ile karşılaşılabilir.
Örneğin bel fıtığı için uygulanan Radyofrekans tedavisi, işlem doğru şekilde yapılmazsa bacakta kalıcı güç kayıplarına neden olabilir. Bizler bu işlemleri yaparken ultrason veya skopi (bir çeşit röntgen cihazı) gibi görüntüleme yöntemleri ve özelleşmiş radyofrekans cihazları uygulayıp bu tür riskleri en aza indirmeye çalışırız. Bu koşullarda ilaç tedavisine rağmen geçmeyen, ameliyat sonrası devam eden veya ameliyat olmayı gerektirmeyen bel, boyun, omuz, diz, kalça ağrıları gibi ağrılar ile baş ağrısı, kanser ağrısı, zona (halk adıyla gece yanığı) ağrısı, şeker hastalığına bağlı ağrılar, damar tıkanıklığına bağlı ağrılar, fantom ağrısı (bir uzvun kesilmesi sonrası devam eden ağrılar) tedavilerinde bu girişimsel işlemler uygulanabilmektedir.
Bu işlemleri uygulamak için yaş sınırı var mıdır?
Özellikle belirli bir yaş sınırı olmasa da yapılacak muayene ve işlemin fayda ve zararları hesaplanarak hasta seçimi yapılır.
Algoloji bölümü Şanlıurfa’ya ne zaman geldi?
Yaklaşık 2-3 yıl öncesine kadar Şanlıurfa’da 2 Algoloji doktoru hizmet vermekteydi. Tayin nedeniyle meslektaşlarımız ayrıldıktan sonra Şanlıurfa‘da yaklaşık bu 1-2 yıllık süreçte Algoloji doktoru bulunmamaktaydı. Ben Mehmet Akif İnan EAH’da (500 yataklı) Ekim ayı başında, meslektaşım Uzm. Dr. Serdar Kokar ise Şanlıurfa EAH’da (800 yataklı) haziran ayında göreve başladık. Şu an Şanlıurfa’da Algoloji (ağrı) yandal uzman doktoru olarak hizmet veren sadece iki doktoruz. Bunun dışında şehir merkezi veya ilçelerde başka Algoloji doktoru bulunmamaktadır.
Maalesef ilimizde ve ilçelerinde bazı özel ve devlet hastanelerinde Algoloji yandal uzman doktoru olmayan meslektaşlarımızın Algoloji polikliniği adı altında hizmet verdiklerini duyuyor, bunu üzüntüyle karşılıyoruz. Nasıl ki bir kalp ameliyatını kadın doğum doktoru gerçekleştirmiyor ya da bir doğumu sadece kadın doğum uzmanı gerçekleştiriyor ise bu girişimsel tedavileri de sadece algoloji yandal uzman doktorlarının uygulaması en doğrusudur.
Daha önce hastalar ağrılarını dindirmek için nerelere gidiliyordu?
Bu hastanın ağrısına göre değişir. Örneğin bel ve boyun ağrısı için fizik tedavi, beyin cerrahi ve ortopedi, baş ağrıları için nöroloji gibi branşlara gidiyordu hastalar. Bu bölümlere gitmek de zaten yanlış değil. Çünkü hastayı doktora götüren en büyük sebep ağrıdır. Ancak uygulanan bu özel iğne tedavileri, radyofrekans tedavileri için biz algologlar devreye giriyoruz. Bununla birlikte sadece bu devrede değil, akut ağrılar için de ilk başvurulabilecek doktorlar arasında sayılabiliriz. Bu bölümler ile beraber algoloji doktorları da hastaların ağrı çeşidine göre öncelikle uygun ilaç tedavisi başlar. Bu ilaç tedavileri ile hastaların ağrıları geçmeyince Algoloji hekimleri uyguladıkları girişimsel tedavi yöntemleriyle çözüm olabilmektedir. Ancak yineliyorum doğru hasta seçimi çok önemlidir. Her hastaya her işlemi yapmamaktayız.
Bunlar dışında maalesef bölgemizde tıp dışı (hacamat, kırık çekiciliği, sülük vs) tedaviler yaygın olarak eğitimsiz kişiler tarafından uygulanmakta. Son zamanlarda bel ağrısı için hacamat yaptıran bir hastamda enfeksiyon geliştiğini, belinde iltihap oluştuğunu gördüm. Bu nedenle lütfen ağrılarınız için öncelikle bir doktora gözükün.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Şu an zorlu bir pandemi süreci yaşamaktayız. Doktorundan hemşire ve temizlik personeline kadar bir ekip olarak ciddi fedakârlık örneği göstermekteyiz. Bizler bu süreçte hem pandemiyle savaşıyor hem de bunun dışındaki hastaları tedavi etmek için çalışıyoruz. Lütfen bu çabalarımızın boşa gitmemesi adına tedbirlere uyalım ve sağlık çalışanlarına olan saygımızı kaybetmeyelim. Maalesef duyduğumuz veya yaşadığımız bir şiddet olayı hepimizin moralini çok bozuyor ve çalışma motivasyonumuzu kırıyor. Bu nedenle verilen emekleri göz önüne alıp tüm sağlık çalışanlarına karşı şiddete asla izin vermeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.