Ülkemiz bir demokrasi sınavından daha başarılı bir şekilde çıkmış, aziz milletimiz istikbalini düşünerek tercihini istikrardan yana kullanmıştır.
Elbette her seçim gibi, bu seçimin de kazananları ve kaybedenleri olmuştur.
Seçim sonuçları ile birlikte kazanan 85 milyonluk milletimizin tamamı, kazanan Türkiye, kazanan kendi kaderini Türkiye'nin kaderinden ayrı görmeyen mazlum coğrafyalar olmuştur.
Kazananlar İHA, SİHA, HÜRJET, KIZILELMA, KAAN deyip, tam bağımsız Türkiye diyerek milli üretime destek veren “benim istikbâlim göklerde” diyenler olmuştur.
Kazananlar IMF'yi kapı dışarı kovanlar , Avrupa'nın merkezinde Kuran okutanlar, Mehter Marşıyla birçok avrupa ülkesinde açılışlar yapanlar, teröre ve terör sevicilerine kan kusturanlar, Dünya 5'ten büyüktür diyenlerin davasına gönül verenler olmuştur.
Kazananlar bize yaptırım yapan ABD, Rusya gibi kağıt üstündekı en güçlü devletlere aynı şekilde karşılık veren, Külliye’de alkollü resepsiyonlar yerine kendi halkını kucaklayan, hastanelerin, üniversitelerin, yolların, kamu alanlarının, sanayinin, eğitimin ve daha birçok hizmetin sayısını ve kalitesini artıranlar olmuştur.
Kazananlar “savunma sanayiinde dışa bağımlılığı bitireceğim” diyenler, “biz yaptık ama, halâ çok işimiz var, halâ yolumuz uzun, hedeflerimizden şaşmayacağız” diyenler ve hedef üstüne hedef koyanlar olmuştur.
Kazananlar başörtülü meselesini ortadan kaldırarak Bakan, Hakim, Savcı, Öğretmen, Memur vs. bunlar yetmez diyerek, İmam Hatipler'deki katsayı zulmünü son verip, Kur'an Kursları Osmanlıca Kursları açanlara gönül verenler olmuştur.
Kazananlar Sultan Fatih’in emeneti Ayasofya'yı 86 yıllık esaretinden kurtarıp ibadete açanlar ve Allah’ın hak davasına gönül verenler olmuştur.
Kazananlar Taksim Meydanı’na 150 yıldır yapılamayan Taksim Camii’nin yapılmasına vesile olanla yol yürüyenler olmuştur.
Kazananlar istikbale ve istiklale sahip çıkanlar olmuştur.
Kazanan Türkiye ve Aziz Türk Milletimiz Olmuştur.
Kaybedenler dağlarda ve mağaralardaki çakallara bel bağlayanlar olmuştur.
Kaybedenler küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizi yönlendirmeye çalışan, millî iradeye içerde ve dışarda parmak sallayanlar olmuştur.
Kaybedenler millî şuurdan yoksun kadrolara milleti teslim etmek isteyen ihanet şebekeleri, millete inanmayan ve millet iradesine saygı duymayanlar olmuştur.
Kaybedenler bir yandan sözde helallik isteyip diğer yandan toplumun dini ve ahlaki değerleri ile alay edercesine onları ayaklar altına alanlar olmuştur.
Kaybedenler Gezi’de Erdoğan gidecek diye ellerini ovuşturanlar, 17/25 Aralık’ta Erdoğan tutuklanacak diye sessiz kalanlar, 15 Temmuz’da Erdoğan ölecek diye güvenli evlere sığınanlar ve depremde Erdoğan tökezlesin diye dua edenler olmuştur.
Kaybedenler Kandil’deki ve Pensilvanya’daki hainler ve onlara bel bağlayan vatan hainleri olmuştur.
Kaybedenler masalar kurup entrikalar çevirenler, masanın altında üstünde oynaşanlar olmuştur.
Kaybedenler 15 Temmuz'da “Milletin Devleti”ni, milletin silahı ile Siyonizm’in adına işgal etmeye teşebbüs eden şeytanın çocukları, onların sahipleri ve efendileri olan bilumum dış güçler olmuştur.
Kaybedenler İslam deyip İslam’ın içini boşaltan, vatan deyip vatana ihanet eden, hizmet deyip hırsızlık yapan, altın nesil deyip koyun postunda çiyanlar yetiştiren; bu milletin dinine, vatanına, canına, malına musallat olan vatan hainleri olmuştur.
Kaybedenler belamlar topluluğu olan; takkiyeyi kendine din edinmiş, bukelemunları bile hayrete düşüren renksiz, kılıksız, ilkesiz ve vatansızlar olmuştur.
Kaybedenler benim kürt kardeşlerimin canlarına, mallarına, geçmişlerine ve geleceklerine musallat olan emperyalizm uşağı PKK olmuştur.
Kaybedenler geçmişte bu aziz milletin evlatlarının mezarını açıp kafatasını ölçen, bıyık boyunu kumpast ile ölçen, ibadethaneleri ahıra çeviren, Kur'ân-ı ve ezanı yasaklayan, kendisini iktidar yapmayan halkı aşağılayan, her fırsatta vesayet odakları ile ittifak yaparak halkın iradesine ipotek koyan, milletimizi çağdaş ve gerici olarak ikiye ayıran zalimler olmuştur.
Kaybedenler bu coğrafyaya fitne ve zulüm dışında bir şey getirmemiş, halkın değerlerine düşmanlığı kendisine ilke edinmiş; batı taklitçiliği ile ilerleyip İslam ile gerileyeceği hezeyanına iman etmiş İttihatçı zihniyet olmuştur.
Kaybeden Türkiye Düşmanları Olmuştur.
Bir de bu seçimin özel kaybedenleri var ki, bunlar yıllarca Edoğan’ın gölgesinde gölgelenip ihanet eden iki yüzlü SİYASETÇİ ve BÜROKRATLAR olmuştur.
Bu konuda vatanını, bayrağını seven siyasi görüşü ne olursa olsun hakkın davasına gönül veren ve onu o göreve getirenlere vefasızlık yapmamış, ihanet etmemiş hiç bir vatan evladına sözüm yoktur.
21 yıllık Erdoğan döneminde “Padişahım sen çok yaşa” deyip, Erdoğan’ın gölgesinde gölgelenen bir kaç siyasetçinin referansı sayesinde şube müdürü, il müdürü, bölge müdür yardımcısı, bölge müdürü, daire başkan yardımcısı, daire başkanı, genel müdür yardımcısı ve hatta genel müdür olup, nasıl olsa Erdoğan bitti, nasıl olsa Erdoğan gitti diye zil takıp oynayan, oturdukları koltuklardan klavye kahramanlığı yaparak sosyal medyada ve diğer platformlarda her türlü ihanet içerisine girişmiş bürokratlar size söylüyorum KAYBETTİNİZ.
Her türlü makama oturdunuz, devletin bütün imkanlarını tıksırıncaya kadar kullandınız, milyonluk makam araçlarına bindiniz, millete caka sattınız, kendinizi bir şey sandınız, ben dediniz, makam benim, her şey benim, ne dersem o olur dediniz etrafta zaten bir elin parmağını geçmeyen ne kadar Allah’ın emrini bilen, Erdoğan’ın davasına gönül vermiş insan varsa yetkinizi kullanarak doğradınız. Sonrada nasıl olsa Erdoğan seçimi kaybediyor diye, muhalif oldunuz, ihanet ettiniz ve gerçek yüzünüzü gösterdiniz.
Sonuç KAYBETTİNİZ.
İhanetiniz yanınıza kaldı .
Kumaşınızın kaç para ederi olduğu ortaya çıktı.
Ama böyle olmamalıydınız. İnsanın dünyalık menfaatlere alet etmeyeceği, gösterişli makamlara feda etmeyeceği ve en zor şartlar altında bile sahiplenmekten vazgeçmeyeceği, yeri geldiğinde uğruna can feda edebileceği ilke ve değerleri olmalıdır.
Hiç bir değerinizin olmadığını gördük.
Yazıklar olsun sizlere…
Şimdi merakla gözlüyorum yine gelip utanmadan, sıkılmadan “Padişahım çok yaşa” mı diyeceksiniz?
Size Hz. Mevalana’dan bir tavsiye ‘’Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun.’’
Ama suç sizin değil. Sizin o koltuklara oturmanıza vesile olan ve bugün AK Parti’nin oy oranının düşmesine vesile olan bazı sözde siyasetçilerindir.
Yıllarca söyledim yine söylüyorum.
‘’Ne kadar Erdoğan düşmanı ver ise ya koltuklara oturtuldu. Ya da koltuklara oturanların koltuğunda korundu.’’
Artık bu ihanetleri birilerinin görmesi gerekiyor.
Dolayısı ile koltukların derhal Erdoğan düşmanlarından temizlenmesi, bürokraside uzun soluklu iktidar olmanın doğurduğu marazlardan/arızalardan kurtulmak için acilen tedbir alınması lazımdır. Bunu da vurgulamadan geçemeyecektim.
Şimdi Erdoğan ve onun hak davasına gönül veren, “vatan , bayrak, ezan söz konusu olunca gerisi teferruattır” diyen bütün vatan evlatlarına sesleniyorum:
Toplanın onlar saldırıya, biz hesaplaşmaya yeniden başlıyoruz!
Vakit emperyalizmin Türk-İslam dünyasını esir almak için hazırladığı zincirleri kırma ve kendi düzenini kurma vaktidir.!
Artık seçim bitmiş, sevgi, saygı ve kardeşlik içerisinde yeniden Bismillah demenin vakti gelmiştir.
BİSMİLLAH…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.