Her insanın zaruri ihtiyaçlarından birisidir. Traş olmak ya da bakımlı görünmek. Bu işi zaman, zaman evimizde kendimiz yapsak da ayda en az iki defa bu işin ehli olan kuaförlerimizin koltuğuna oturma ihtiyacı duyarız.

Çünkü başta da söylediğim gibi zaruri bir ihtiyaçtır.

Dolayısıyla her insanın mutlaka bir kuaförü vardır.

Ben şahsen çok uzun zaman aynı kuaför koltuğuna oturmayı sevmem. Çünkü zamanla verilen hizmet kalitesinin düştüğünü gözlemlemişimdir. Ancak son iki yıldır Erzurum millet bahçe sokaktaki Seyfi ustanın yaptığı icraatı görünce eski huyumdan vazgeçmiş gibiyim.

Erzurum da bu işin gerçek erbapları dünde var idi bu günde var, yarın da olmaya devam edecek. İhtiyaç zaruret olunca mutlaka hizmette var olmaya devam edecektir.

O yüzden benim gibi yolu millet bahçe sokaktaki Seyfi ustanın dükkânına düşenler inanıyorum ki verdiği hizmet kalitesinden olacak ki memnuniyetlerini dile getireceklerdir.

Kuaför dükkânları aslında bu milletin siyasetinin de, ekonomisinin de, kültürünün de, sosyal aktivitelerinin de kısacası var olan hayatın bütün gerçeklerinin konuşulduğu, bilindiği ve değerlendirmelerinin yapıldığı mekânlardır.

Bir gazeteci olarak seçimin nabzını tutmak istiyorsanız ya da milletin sorunlarına vakıf olmak istiyorsanız bir kuaförde geçireceğiniz 1–2 saatlik zaman dilimi buna kâfi olacaktır.

Hatta daha da seçim sürecinde hangi partinin yüzde kaç alacağını buralarda tespit edeceğiniz rakamlarla aşağı yukarı bilirsiniz.

Kuaför salonlarında zaman zamanda koltukta oturan 70’lik dededen seferberlik yıllarını yani tarihi dinlemeniz bilgi dağarcığınıza yeni bilgiler katmanıza sebep olur.

Erzurum da dışarıda ki 40 derecelik zemheri soğuğunu o kuaför salonunda ki sıcak sohbetler size unutturur.

İşin bu bölümünü aktardıktan sonra sizlerle paylaşmak istediğim asıl meseleye gelecek olursak;

Sayın Başbakanımızın bile yıllardır dertlendiği aşmak için çok çaba sarf ettiği bürokrasinin bir gün kuaför salonlarına kadar gireceğini açık söylemek gerekirse hiç tahmin etmemiştim.

Bilmem bu şehirde kaç insan kuaföründen telefonla randevu alır ya da kaç kuaför traş edeceği müşterisine telefonla randevu verir.

Açıkçası bu sayının çok fazla olduğunu düşünmüyorum.

Ama bizim Seyfi usta Erzurum deyimiyle Seyfo usta o Başbakanında çok dertlendiği bürokrat müşterilerinin fazlalığından mı olacak yoksa bürokrasiyi çok sevdiğinden mi olacak son zamanların da müşterilerine o sevmediğimiz bürokrasiyi uygulamaya başladı.

İki yıldır müşterilerine telefonla randevu veriyor. Hatta bu iş bir gün önceden telefon açıp randevu alma noktasına kadar gitmişken bizim Seyfo usta geçenlerde randevu almak için aradığımda; Efendim benim msn adresimden mesaj at artık ben oradan randevu veriyorum.”

Deyince.

İçimden bir lahavle çektim.

Telefonu kapadıktan sonra yok canım bu kadarda değil diye kendi kendime mırıldanmadım değil.

Ertesi gün traş olmak için gittiğimde bizim Seyfo ustanın hem kardeşleri hem de bana göre ustaları olan Abdullah usta ile Mahmut ustaya bu meseleyi açınca;

“Ooo ağabey ne diyorsun.

Bizim yaşça büyük ağabeyimiz Seyfo usta öyle bir hale geldi ki ya facebook’dan ya da msn den randevu vermeye başlaması yetmedi, bir de müşteriler randevu almak için araya adam koymaya başladılar.

Deyince.

Eyvah! Eyvah!

Dedim. Kendi kendime ya bu adam çok bürokratı traş ettiğinden midir?

Nedir bilinmez ama. O hoşlanmadığım bürokrasinin kuaför dükkânına kadar girmesine üzüldüm.

Ama bir konuda hakkını vermeliyim bizim Seyfo ustanın. Verdiği randevu saatinde dükkâna gittiğimizde şimdilerde hastanelerimizdeki doktorların uyguladığı gibi oturacağınız koltuk boş malzeme hazır sizi bekliyor.

İşin tek güzel olan kısmı da burası zaten.

Şunu da açıkça belirtmeliyim ki ben iki yıldır kuaförümü değişmediysem demek ki bizim Seyfo usta bu işi biliyor demektir.

Sonuç olarak bizim Seyfo ustanın her şeyini seviyorum da onun bürokrasiyi sevmesini insanlara Başbakanın da şikâyetçi olduğu bürokratlar gibi muamele yapmasını sevmiyorum.

Yinede elin maharetli kazancın bereketli olsun Seyfo usta.

BU BÜROKRATİK HALİN İYİ DEĞİL BİLESİN

KUAFÖRÜM SEYFO USTA