7 Haziran Genel seçimlerine çok az bir süre kalırken, siyasette laf ile peynir gemisi yürütülmeye hız verildi.
Yalnız siyasetçiler şunu iyi bilmeli ki 2015 Türkiye’sinde boş konuşarak, olmayacak şeyleri yaparım, ederim diyerek gemiyi yürütemezsiniz.
Yürütseniz de gemiyi emniyetli limana getirmek için iyi bir kaptan lazım.
Yoksa gemi güvenli bir limana varamaz.
Bu gemi laf ile yürümez.
Günümüzde millet artık böyle atıp tutan, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışan siyasetten ziyade söylediklerini harekete geçiren, uygulamaya koyan ve bu vaatleri için gerçek manada çalışanlara inanıyor.
Bunu bugün siyaset yapanlar meydanlarda konuşanlar bizden daha iyi biliyor.
Ama bakıyorsunuz gerek miting meydanlarında bazı parti genel başkanları gerekse sadece seçim zamanı milletin yanına inen milletvekili adayları bol keseden vaat etmeye atıp savurmaya devam ediyorlar.
Açık konuşmak gerekirse bugün siyaset yapan bütün siyasiler adaylar ve genel başkanlar önce arkalarına dönüp biz geçmişte bu millete siyaseten ne vaat ettik; ne yaptık, hükumet olduğumuz zamanlarda bugün vaat ettiklerimizi o gün uygulamaya koyabildik mi?
Sorularına cevap verip ona göre konuşmalıdırlar.
Yoksa inanın bu milletin artık boş vaatlere, icrası mümkün olmayan köksüz ve asılsız söylemlere kulak tıkamış durumda.
Günlerdir dinliyoruz
Efendim bize dört yıl verin sizi mutlu edeceğiz.
Bilmem emekliye ikramiye vereceğiz.
Asgari ücreti 1 500 yapacağız.
Başka biri diğeri 2000 yapacağız.
Oda yetmedi biride kalkıp 5000 yapacağız.
Yapmayın Allah aşkına
Siz bu ülkeye bugüne kadar ne yaptınız.
Hangi taşın üstüne taş koydunuz.
Yahu geçmiş gazetelerde manşetlere bakıyorsunuz.
Sizlerin bu ülkede yaptıklarınız açık aleni ortada.
Sayın Ana muhalefet lideri bugün vaatte bulunurken dahi kaynak olarak Akparti Hükûmetlerinin 12 yılda biriktirdiği bütçeyi gösteriyor.
Bu ne demek siz biriktirdiniz biz gelip har vurup harman savuracağız dört yıl için yeterli bu para ondan sonra bırakır gideriz.
Yazık bu millete,
Yazık bu ülkeye,
Bu zihniyetin Antalya Büyükşehir Belediyesinde yaptığı hasarı, açtığı yaraları Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Türel kapatmak için ne sıkıntılar çekiyor.
Adama sormazlar mı?
Bu ülkede kaç tane CHP’li belediye var.
Neden çalışanlara asgari ücret yerine 1 500 TL ödemiyorsunuz?
Gerçekçi olun yahu siz bırakın 1500 TL’yi çalıştırdığınız insanlara aylarca maaş ödemiyorsunuz.
Demek ki bu işler lafla olmuyor.
Diğer taraftan biri kalkmış,
Hem de haşa Allah’ı şahit tutarak,
Vallahide, Billahide biz asgari ücreti 5000 TL yapacağız diyor.
Sayın Baş siz bu ülke için bugüne kadar Allah aşkına ne yaptınız?
Nereye kaç çivi çaktınız?
Hangi taşın üstüne taş koydunuz?
Ben cahilim siz hizmetlerinizi gösterin.
Ya ben körüm yâda sizin icraatınız yok.
Siz önce şu çıkardığınız gazetenin dağıtımını yaparken elemanlarınıza deyin ki bak biz bu gazetede Allah’ın, Peygamberin ismini yazmışız bu gazeteleri yere atmayın çarpılacaksınız.
Elli defa gazetenizi aradım.
Yalvardım yakardım.
Ama yok kime anlatacaksınız.
Apartman girişlerin de gazeteniz yerlerde.
Bunun hesabını Rabbim sizden sorar.
Bak ben söylüyorum.
Siz önce bu gazete dağıtım işini bir halledin sonra asgari ücreti 5000 TL yaparsınız.
Diğer taraftan birileri zırvalamaya devam ediyor.
Bu ülkede akıttıkları kan yetmiyormuş gibi şimdide milletin diniyle, diyanetiyle uğraşmaya başladılar.
Bunların sadece ellerine değil, kalplerinden tutunda evlerindeki musluklarına kadar her tarafından kan damlıyor.
Siz bırakın diyaneti önce bu millete sizin dininiz nedir?
Kitabınız nedir?
Onu söyleyin
Kuran’ın Kürtçe mealinden rahatsız oldular.
Niye?
Benim temiz saf kalpli Müslüman Kürt kardeşim Kuran’ı okuyacak, anlayacak ve istikametini, yolunu ona göre düzenleyecek diye.
Bunlar bunu İstemezler.
Çünkü bunlar benim Kürt kardeşim cahil kalsın isterler.
Bunlar Kürdün cahilini severler.
Neden?
Çünkü cahil insanı kandırmak, hain oyunlarına alet etmek kolaydır.
Kürt kardeşim uyan.
Bu zalimlerden size fayda yok.
Bunların senin dilinle ve dininle alakası yoktur.
Aklınızı başınıza alınız.
Bunların adının Selahattin olduğuna bakmayınız.
Bunların Selahaddin Eyyubi ile uzaktan yakından alakaları yoktur.
Sandık başında oy verirken bunları iyi tahlil ve analiz ediniz.
Oyunuzu huzurdan, birlikten ve beraberlikten yana kullanmalısınız.
12 yıl önce ben Kürdüm diyemez iken bugün gelinen noktaya iyi bakınız.
Böyle afaki konuşan ve zırvalayan siyasiler ne söylerse söylesin.
Bunlara kulak asmayınız.
İnşallah bu millet gereğini yine yapacaktır.
Gözüken köy kılavuz istemiyor.
Oylar istikrarın olacaktır.
İnşallah bu ülkenin daha gelişmiş bir demokrasi ile küresel dünyada ekonomik olarak bugün den daha güçlü, orta doğuda ve bütün dünyada mazlumların dili olmaya devem edecektir.
İnanın elimizin ve bileğimizin bugünden daha güçlü olması zalimleri zulümlerinden vazgeçirecektir.
Hatalar ve yanlışlar yok mudur?
Elbette vardır.
Ama önemli olan düşülen hatalardan ders çıkararak doğruyu bulmaktır.
Rabbim birliğimizi daim eylesin.
Biz, kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.