Değerli Basın Mensupları;
Öncelikle toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı sizlere teşekkür ediyorum.
Günlerdir ülkemizi adına çözüm süreci denilen, içeriğinde Türklükle alakası olmayan ve vatanımızın bölünmesini hedefleyen gündemle meşgul edilmektedir.
Son 30 yılda 35 bin vatandaşımızın katledilmesine sebep olan, terör örgütünün başı, AKPKK ortaklığı neticesinde barış havarisi kesilmişçesine, basiretsiz hükümetin başbakanına ve onun yalakalarına raporlar göndererek yol haritası çizer duruma gelmiştir.
Dünün müebbet mahkûmunu, bugünün muhatap mahkûmu haline getiren AKP artık ülkeyi bölme planlarını utanmadan, sıkılmadan terör örgütünün ağzıyla duyurmaya başlamışlardır.
Kürt sorunu diyerek olmayan bir meseleyi ortaya atıp, ülkeyi birilerine peşkeş çekmeye çalışanlar bilmelidirler ki; sorun Türk, Laz, Çerkez veya Kürt olmak değil, meselenin aslı ekmeğini yediğin vatana ihanet etmemektir.
Meselenin aslı gölgesinde rahat ve huzurlu bir şekilde yaşadığımız bayrağımıza ihanet etmemektir.
Biz aslında ülke ve millet olarak bu olumsuzlukları basiretsiz hükümetin başbakanı ve onun emperyalist hayaller peşinde koşan yetkilileri sayesinde yaşamaktayız.
Ülkemizin üzerine kapkara bulut gibi çöken, PKK ile BDP ve ortakları AKP, her geçen gün vatanımızı içinden çıkılması güç durumlara sokmaktadırlar.
Açılım zırvalarını sözde çözüm sürecine getiren AKP hükümeti İmralı canisi ile yürüttüğü müzakerelerin neticesi olarak, gidip terör örgütünün kana susamış azılı katilinin dizinin dibine oturmuştur.
Bununla da kalmayıp İmralı canisinin salyalar akan ağzından çıkan zırvaları yüce milletimize yol haritası diye dinletmeye yeltenmişlerdir.
Milletimizin ve Vatanımızın nasıl bir ihanetle karşı karşıya kaldığını müzakerecilerin bu son çıkışlarıyla bir kez daha üzülerek görmüş olduk.
Koskoca bir Milletin bir terör örgütüne nasıl teslim edilmeye çalışıldığını bu hainler sayesinde görmüş olduk.
Bunlar;
Son 30 yılda 10 bini aşkın güvenlik görevlisini 20 bini aşkın sivil vatandaşın ölümünden sorumlu olan şerefiz namussuz ve vatansız teröristlerle masaya oturmuşlardır
Sözde terör örgütünün bayrağı ile İmralı canisinin resimleriyle dolaşmak serbest hale gelirken,
Elinde Türk Bayrağımız ile gezenler provokatör ilan edilmişlerdir.
Türklük kelimesini içlerine sindiremeyen ve bundan rahatsız olan başbakan ile yardakçıları Türk kelimesini anayasadan çıkarmak için ellerinden geleni yapmaya başlamışlardır.
Daha da ileri giden şeref, onur ve haysiyetten yoksun aymazlar, Türk Bayrağının isminin değişmesini bile teklif edecek kadar küstahlaşmışlardır.
İşin aslı, iktidar kendini PKK'ya peşkeş çekmiştir. PKK'nın emrinin altındaymış gibi onu direktifleri doğrultusunda yol almaya çalışmıştır.
Daha önceleri şiddetle reddettikleri görüşmeleri artık kendileri doğrular olmuştur.
Terör örgütünü ve onun aşağılık liderini sempatik göstermek adına iktidar yetkilileri çirkefleşerek aşağılık sözler sarf etmişlerdir.
Ve yapılan bu kadar ihaneti ve satılmışlığı bir kılıf içine koyarak halka iyi göstermeyi kendilerine görev olarak kabul edenlerde bu ihanete kalemleriyle ortak olmaya başlamışlardır.
Merak ettiğimiz konu adına çözüm denilen bu çözülme sürecini desteleyen kişiler bu söylemleri gerçekten içlerine sindirebiliyorlar mı, yoksa çıkarları için mi bu sürece destek veriyorlar.
Merak ediyoruz Diyarbakır'daki nevruz bayramı kutlamalarında Türk Bayrağının olmaması ve basının deklare etmediği Türk Bayrağımızın yakılması görüntüleri bunların kanına hiç mi dokunmadı?
Merak ediyoruz, terör örgütünün yamyam başının Türk Milletini tehdide varan saçmalıkları bunları hiç mi etkilemedi?
Artık iktidardan güç alan bölücülerin bayrağımıza devletimize karşı yaptıkları saldırılara karşı hiç mi kaygıları kalmadı?
Ne Mutlu Türk'üm Diyene! yazısı bir yerlerden silinirken hiç mi kanınız donmadı?
Şanlı bayrağımızın adını değişmeyi teklif edenleri duydukça yürekleriniz sızlamadı mı?
Ama unutmayın ki bu kaygıları taşıyan, bu ülke için mücadele edecek olan, bu bayrağa can verecek olan vatanperverler daha ölmedi.
Geminin kaptanı tek olur
Gerisi mürettebattır,
Vatana sahip Ülkücüler olur
Gerisi teferruattır.
Köşe yazılarında "Savaşı korkaklar, barışı cesur olanlar yapar" diye çıkış yapan basın mensubu...
Şunu söylemek istiyorum, Ecdat tarih yazmış Evlat okumaktan aciz. Tarihi okuduğunda vatanı savunmak, korumak ve vatan topraklarını genişletmek için savaşmayı kimlerin göze alabildiğini anlayabilirsin.
Dedelerin 600 yıl dünyaya önlerine gelenle müzakere ederek hükmetmediler.
Nasıl bir barıştan bahsedersiniz bunu anlayabilmiş değiliz. Barış ülkeler arası olur. Terör örgütünü siz ülke olarak mı görüyorsunuz?
AKP’ nin değirmenine su taşıdığınız yetmezmiş gibi, PKK'nın Türk Devletine Kürt gerçeğini tüm hatlarıyla kabul ettirdiğini savunmaktasınız.
PKK denen şerefsizler ve namussuzlar topluluğu yüce Türk Milletine hiç bir şeyi kabullendiremez. Bu sözlerinizi esefle kınıyorum.
Eğer ki gayretleriniz Genel Başkanımızın ilan ettiği 12 kişilik kötü adamlar listesine girmek ise, merak etmeyin sizde bizim kötülerimiz arasındasınız.
PKK ile devam eden mücadele son 10 yıldır müzakereye, el sıkışmaya, karşılıklı pazarlıklara dönüşmüştür.
Bu kadar olumsuzluk karşısında Milliyetçi Hareket Partisinin ve ülkücülerin suspus olacağını sanmayın.
Liderimizin, Bursa mitingindeki "Vur de Vuralım, Öl de Ölelim" sloganına verdiği cevabı laf ebeliği yapıp papağan gibi her yerde söylediğiniz gibi, iktidarın İmralıdaki ortağının “50 bin kişi ile savaşırız” sözlerini de kalemlerinize alsaydınız.
Ama alamazsınız çapınız yetmez, gücünüz yetmez.
Bizler bu vatanın ve bu vatan için can verenlerin yoldaşı oluruz
Sizler sadece edebiyatçıları…
Milliyetçi Hareket var oldukça vatan hainlerine fırsat doğmayacaktır.
Ey AKP, ey bölücüler,
Ey bayrak nedir bilmeyenler,
Ey dönekler,
Ey düşman ağzıyla konuşanlar,
Bu şanlı bayrak size rağmen var olacak,
Ve size rağmen nazlı nazlı dalgalanacaktır.
Burası Türk’ün son yurdudur öyle kalacaktır.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE..!
Zekai KAYA
Milliyetçi Hareket Partisi
Erzurum İl Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.