Pandeminin vurduğu ülkede bu kez kuraklık baş gösterdi. Her yıl mayıs ayında aralıksız yağan yağmur bu sene yüzünü göstermedi. 

Dereler kurudu, gözelerden su akmadı. Düşünün su seviyesi düşen, kurumaya yüz tutan Oltu çayına balıklar ölmesin diye belediye ekipleri itfaiye tankerleri ile tonlarca su boşalttı. Birkaç gün içinde o suda buhar olup uçtu. 

Tarlada susuzluktan otlar yandı, ekinler zarar gördü. Öyle ki çiçekler bile açmadı daha, arıcılar bu seneki bal rekoltesinden endişeli. 

Sonbaharda sararmaya başlayan otlar şimdiden saman rengine döndü. Sonbahar görünümlü, yaz geldi! 

Çiftçi üzgün, besiciler endişeli… 

*** 

Amerika Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuraklığa dair kapsamlı bir rapor açıkladı. Üstelik bu raporu 5 yıl önce kamuoyunun dikkatine sundu. 

Dünyayı ciddi bir kıtlığın beklediği ve kuraklığın 2010 yılında başlayıp kademeli olarak devam edeceği yıllar önce raporda belirtildi. 

Türkiye için ayrı bir başlığın açıldığı raporda; 1981 -2010 yılları arasında Türkiye’de yağış oranın yüzde 50 oranında azaldığına dikkat çekildi. 

*** 

Belki bugün su kıtlığı yaşayan bir ülke değiliz ama su zengini hiç değiliz. 

Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü (WRI) tarafından hazırlanan 2019 yılı verilerine göre dünyada en çok su sıkıntısı çeken ilk 5 ülke sırasıyla Katar, İsrail, Lübnan, İran ve Ürdün. Türkiye ise bu listenin 32’inci sırada yer alıyor. Son iki yıllık yağış miktarının azlığı dikkate alınınca bu sıralamanın değişeceğini tahmin etmek güç değil.  Gelecek için mutlaka önlem almalıyız. 

*** 

Bilimsel verilere göre değil eski usullere göre tarımın yapıldığı Doğu’da su varlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kavradık. Peki, o zaman çözüm ne? 

Uzmanlar öncelikle tüm bölgelerde tarımın vahşi sulamadan çıkarılıp damla sulama sistemine dönmesi gerektiğini acil olarak tavsiye ediyor. Elbette bunun maliyetinin bir kısmını da devletin yüklenmesini ön görüyor. 

*** 

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin Modern Basınçlı Sulama Sistemi Yatırımlarına yönelik uygun kredileri mevcut. Aynı zamanda Tarım İl Müdürlükleri de yapılan projelere destek veriyor. Bazı özel firmaların çiftçilere hasat döneminde ödemeli sulama sistemi satışları mevcut. 

Çiftçilerimiz vakit kaybetmeden geleneksel yöntemleri terk etmeli, sadece Erzurum’da kuraklığa bağlı ürün kaybı yüzde 60 civarında. Bugün kuraklığın yaktığı tarlada heba olan ürünler, yarın herkesin cebini yakacak.