Sonbahar yapraklarının toprakla buluşturduğu bir Ekim günüydü…
Elleri keleşli kanlı kalleşlerin 38 vatan evladını kara toprağın bağrına düşürdüğü kara günden söz ediyorum. Ekim 1993’ten…Kanlı Yavi katliamından.
***
İnsanlar, televizyon haberlerini seyretmek için kahvehanede toplanmışlar…
Jandarma kıyafeti giymiş PKK’lar içeri giriyorlar. Kimlik kontrolü var deyip, tetiğe asılıyorlar.
Otuz sekiz günahsız, savunmasız, masum vatan evladı cansız yere seriliyor.
50 civarında Yavi’li yaralanıyor.
Kanlı katil sürüsü sırra kadem basıyor. Basış o basış, kaçış o kaçış…
***
Aynı seninin 5 Temmuz’unda da başka bir vatan köşesi katliam acısını yaşamıştı.
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'nde 33 sivil, PKK militanlarınca kalleşçe katledilmişti. Köy ateşe verilmişti.
****
Sivas’ta yangında vefat eden, dumandan boğulan insanlarımızı her hatırlayışımda… İçimde parlayan alevlerin, Madımak otelini tutuşturan ateşten fazlası vardır, eksiği yoktur.
Milli vicdan, Kars’tan Ardahan’a aynı hassasiyetle ayağa kalkmıştır, bu olay karşısında…
Sivas’ta olanları vicdan taşıyan hiçbir Türk, hiçbir Müslüman onaylamamıştır, hoş görmemiştir. Açıkça, alenen lanetlemekten de geri durmamıştır. Bundan o kadar eminim ki, aksinin asını bile düşünmedim bugüne kadar.
***
Fakat Başbağlar ve Yavi katliamlarında durum böyle olmadı.
Buralarda şahadet şerbetiyle şereflenen vatan evlatlarına karşı alçakça bir entelektüel körlük sergilendi.
Bu şanlı şehitlerin yakınlarının arşı tutan feryatlarına bazı kulaklar sağırlaştı... Vicdanlar taş kesildi.
Sivas için koro olundu, Başbağlar için susuldu. Yavi için susuldu.
Meşhur şiirin tarzınca söylersek…
Sanki sadece Sivas mağdurları candılar.
Sanki Başbağlarlılar, Yavililer (haşa) patlıcandılar!
***
Yavi ve Başbağlar umursamazlığı… Körlüğü, Sağırlığı pek uzun sürdü. Giden gittiği ile kaldı, ölen öldüğü ile.
O günün sabi kızları bugün anne oldular. Oğlan çocukları baba oldular. Ama babaları niçin öldü, öldürüldü… Yıllar boyu bilemediler. Anlayamadılar. Kimseye soramadılar. Sorgulayamadılar. Bayramlarda gülemediler, düğünlerde sürurlaşamadılar.
***
Nihayet görmeyen gözlerde görme alametleri belirdi, işitmeyen kulaklara ses dalgaları vurmaya başladı.
Gazetelerden okuyunca mutlu oldum. Yavi katliamında akrabalarını kaybeden Cengiz Yavilioğlu, DDK’nın Yavi katliamını da araştırmasını istemiş.
Yavilioğlu, basına yaptığı açıklamada, konuyla ilgili MİT’te bile bilgi ve belge olmadığını belirterek, olayın üzerinin kapatıldığını söylemiş.Yavi katliamının, Sivas ve Başbağlar’dan ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çekmiş. Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) olayı araştırması için yaptıkları görüşmelerin olumlu sonuçlandığı bilgisini vermiş.
***
Sayın Yavilioğlu’nun açıklamalarından öğrendiğimiz önemli bir gelişme daha var. Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Raporu’nda yer verilen 93’te yaşanan Sivas, Başbağlar ve Yavi katliamları için alt komisyon kurulacak.
***
Olumlu, yararlı gelişmeler bunlar. Kurulsun komisyon, DDK araştırsın meseleyi.
1993’te Yavi’yi mana bulayan katliam gerçekte neydi? Başbağlar’ı tarayan kanlı keleşlerin tetiğini hangi parmaklar çekti, parmakları hangi iğfal edilmiş beyinler harekete geçirdi.
Bu kadar çocuk niye yetim kaldı, bu kadar ana baba niye evlat acısına duçar oldu?
Bilmek hakkımız. Öğrenmek hakkımız. Aydınlanmak hakkımız.
Örgüt kurucusu kanlı bir katilin infazı karşısında koparılan velvelenin yüzde biri yirmi senedir Yavi’den neden esirgendi? Sormak hakkımız.
Darbeleri araştırma komisyonundaki ciddi çalışmaları ile göz dolduran Erzurum Milletvekili Sayın Cengiz Yavilioğlu, arkadaşlarıyla beraber demokrasi tarihimizin karanlık dehlizlerine ışık tutmaya devam ediyor.
Sayın Milletvekilinin çok anlamlı ve değerli bulduğumuz bu mühim mesaisinde kendisine başarılar diliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.