Ortadoğu’nun en fazla ceremesini çeken ve bedelini ödeyen Türkiye’nin hala Irak’ta , Suriye’de, Libya’da ne işi var demek Ortadoğu projecilerinin panzehir figüranlığıdır.!

Beğenmediğimiz İranın bile Irak ve Suriye’de ki kontrolünde bulundurduğu bölgeler karşısında , Türkiye’nin Irak, Suriye ve Libya’daki varlığı devede kulaktır!

Bu yüzden Türkiye gerek Irak, suriye ve Libya üçgeninde ABD ve Rusya ile sağladığı mütabakatlar gereği bu bölgelerde askeri varlığını azaltmamalı ve asker göndermeyi ertelememeli bilakis askeri gücünü nitelik ve nicelik üzere dahada artırmalı,

Özellikle Türkmenlerin , Sünni müslümanların yaşadığı bölgelerde süratle Askeri varlığını artırmalı , yok ise sağlamalıdır.!

Ve yine Türkiye, Ankara Anlaşmasının verdiği garantör devlet olma hakkı gereği; Musul ve çevresindeki Kerkük, Süleymaniye, Tel Afer, Erbil ve Dohuk'u da içine alan 90 bin kilometrekarelik alana, dirliğin bozulması durumunda soydaşlarını korumak amacıyla müdahale hakkı veriyor.

Musul ve Kerkük’ün demografik yapısı son yıllarda bozularak Kuzey Irak'ta bir Kürt federasyonu kurulmasıyla bu hak çoktan Türkiye’ye doğmuştur.!

Garantörlük hakkımızın doğduğu Irak’taki Musul ve Kerkük bölgesine ne pahasın olursa olsun Askeri komlandırma sağlamalıdır.!

Bedelini çok ağır şartlarda ödediğimiz çoğrafyanın ve çoğrafya insanının hakkı ve payı Türk Milletine helaldir.! Büyük Devlet olma gereği ise bi hakkın mücadelesini vermektir.!

Bize o çoğrafyada sadece çanak yalatmaya çalışanlara ve sebep olanlarada.! Asil Türk askeri o çanağı kafalarına geçirmelidir.! Türk Milleti ayakta ve askerinin arkasındadır.!

Nitekim biz müslümanlar için artık ölümden ötesi cennet.! Kafirler ve çanak tutucuları için ise cehennemdir.! Vesselam.!