EN GÜZEL SEVGİLİ

Allah’ın sevgisi, dünyadaki hiç bir sevgiyle kıyaslanamayacak kadar değerli Yüce bir sevgidir.

Allah sonsuz güçtür, sonsuz akıldır, sonsuz çeşitlilikte yaratandır. O’nun gücünü, desteğini almak yeryüzündeki en büyük güce sahip olmak, en büyük desteğe sahip olmak demektir. İnsan son derece zayıf ve aciz bir varlıktır. Kendi başına Allah’ın dilemesi dışında hiç bir şeye güç yetiremez.

Bedeni Allah’ın izniyle hareket eder; sağlığı, vücudundaki kas, sinir sistemi, tüm vücut fonksiyonları Allah’ın dilemesiyle işlevlerini yerine getirir. Tek bir tane enzimin işlevini yerine getirememesi durumunda insan hayati fonksiyonlarını yitirir. Her hareketimizde, her nefesimizde Yüce Rabbimize muhtacız.

Her yerden sarıp kuşatan, evreni, yeryüzünü, atomları, alemleri yaratan, sonsuz güç sahibi Rabbimiz, tüm eksikliklerden münezzeh olan, her şeye kadir olan Yüce Allah’ımızın sevgisi, dostluğu herkesin ilgisinden, yakınlığından daha önemlidir. Allah’ın gücünü, desteğini alan kişi en büyük desteği almıştır yanına. Güçsüz bir varlık olan insan, Allah’ın desteği ve yardımıyla pek çok şeye güç yetirir; yolu Allah’ın izniyle açılır.

Allah bir insanı severse yarattıklarına da o insanı sevdirir.

Bir insanın kendini Allah’a sevdirmesi, Allah’ın rızasını kazanması için Rabbimizin Kuran’da Müslümanlara bildirdiği, bizlerden istediği özellikler vardır. En başta Rabbimiz kullarından her koşulda samimiyet ve güzel ahlaklı olmalarını istemiştir.

Kuran’da Rabbimiz iyilik edenleri sevdiğini bildirmiştir.“…Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır…” (Zümer Suresi, 10)

Ancak iyilik kavramının ne olduğunu iyi bilmek gerekir. İyilik zaman zaman yapılan, lütuf olarak görülen küçük yardımlardan ibaret değildir. Gerçek iyilik Kuran’a göre, Allah’a, elçisine, meleklere ve indirilen Kitapların tümüne iman etmekle zorlukta hastalıkta sabır göstermekle olur. Kuran’da bildirilen iyilik anlayışı tüm hayatı kapsar ve ölene dek uygulanır.

Bizler Rabbimize muhtacız; Rabbimiz, Kendisine muhtaç olduğunu bilen, yardım dileyen ve Kendisine tevbe edip bağışlanma dileyen kullarını sever. Çünkü insan, kusurlarla, eksikliklerle, acizliklere sahip bir varlık olarak yaratılmıştır.

Kaderinde tespit edilmiş süre boyunca unutur, yanılır, pek çok hatalar yapabilir. Hatalar eğitimi açısından, nefsinin terbiyesi, ruh olgunluğu açısıdan şarttır. Bu nedenle Allah Tevbe Suresi, 118 . ayette “…Tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.” diye bildirmiştir.

Hayatı boyunca kusur işleyebilen, hataya düşebilen insan için Allah’a tevbe etmek çok büyük nimettir. Bu nedenle bir hata yapan müminler hemen Allah’tan bağışlanma dilerler. Çünkü Rabbimiz sonunda pişman olduklarında ve kesin bir tevbeyle Kendisine tevbe ettiklerinde iman eden kullarını bağışlayacağını bildirmiştir.

Allah her insanın içinden geçenleri, niyetini bilir. Bizden Allah’ın istediği tevbe, gerçekten samimiyetle, pişmanlık duyularak bir daha geri dönmemecesine yapılan tevbedir.

Azim ve kararlılık da Müslümanın tüm hayatına kökten etki eden vasıflarından birisidir. Bunun için de güçlü bir sabır gerekir. Çünkü bir insan Allah’a olan sevgisini, saygısını, yarattığı olaylara hüsn-ü zannını ancak sabrederek gösterebilir. Sabır insanın Allah’a yakınlaşmak için gösterdiği çabanın en önemli göstergelerinden biridir. Allah’ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmak için mümin hayatının her anında bu ahlakı yaşamaya titizlik gösterir.

Ancak Kuran ahlakını yaşayan insanlar sabır gösterebilirler. Bu ahlaktan uzak insanların gösterdikleri tavır, belirli bir süreye has olmak üzere gösterilen tahammüldür. Ve bu tahammül de mutlaka bir çıkar ve bedel karşılığında olur. Bu ahlaktaki insanlar eğer elde edebilecekleri bir menfaat göremezlerse zaten hemen tahammülü terk ederek ters tavır gösterirler. Ahirette Allah’tan güzel bir karşılık alacaklarına inançları olmadığı için onların ifadesiyle ‘sabırları tükenir’. İnananlar sabrı, Allah’ın bir emri olarak yaşarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman onların sabırlarında tükenme ya da taşma gibi bir durum söz konusu olmaz. Allah zor gibi görünen olayları sabır gösteren Allah’a vefa gösteren kullarının sabırlarına kendilerinin şahit olması için yaratır. Bu nedenle Allah sabreden kullarını sever.

Sabır için mutlaka Allah’a güvenmek, yani tevekkül etmek gerekir. Tevekkül imanın temelini oluşturur. Tevekkül sadece güçlü bir imana sahip, Allah’ın gücünü takdir edebilen ve O’na yakın olan müminlere ait bir özelliktir. İman eden bir Müslüman, bütün olayların daha kendisi doğmadan Allah Katında yaratıldığını, her şeyin belirli bir hikmet ile insanın imtihanı için var edildiğini bilir. Müminler yaşadıkları olay her ne olursa olsun bunu değiştiremeyeceklerini ve bunun kendileri için en hayırlısı olduğunu bilirler. Ve hayatları boyunca, ölümle karşılaşana dek tevekkülün konforunu yaşarlar. Allah tevekkül eden kullarını sever.

Rabbimizin Kuran’da bildirdiği bu özelliklere sahip olan, samimi olarak Allah’ın beğenisini kazanmaya gayret eden bir Müslüman en büyük gücü, en büyük yardımı, sevgiyi, desteği Allah’tan alır. Ve bu sevgi sonsuzluk içerisindeki en gerçek ve kıymetli sevgidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

SON PİŞMANLIK

22 Ekim 2013 Salı 23:07

KIYAMETİN VARLIĞINI UNUTMAYIN

30 Eylül 2013 Pazartesi 11:00

Dua...

26 Ağustos 2013 Pazartesi 12:03

GAFLET PERDESİNİN KALKMASI İÇİN...

13 Ağustos 2013 Salı 11:27

TÜRK’ÜN TARİH YAZAN ŞANLI ORDUSU

08 Ağustos 2013 Perşembe 07:09

MÜSLÜMANLARIN GÜCÜ BİRLİKTEN GELECEKTİR

01 Ağustos 2013 Perşembe 12:22

11 AYIN SULTANI “RAMAZAN AYI”

29 Temmuz 2013 Pazartesi 00:08