
SIRDAŞ MISINIZ ?
"Kalpler sırların saklandığı yerlerdir. Dudaklar o yerlerin kilidi, diller de anahtarıdır. Her insan sırrının anahtarlarını saklamalıdır."
Açığa çıkmayıp gizli kalması gereken şeylerin saklanmasıdır ve büyük bir fazilettir.
Dünyanın en zor şeylerinden biridir.
Bazen başkaları tarafından bilinmesi istenmeyen şeyler olur. Bunlar özel sırlardır. İnsan, kendi sırlarını kimseye söylememelidir. Çünkü bu durumda onlar sır olmaktan çıkar.
Sır saklamada önemli nokta, başkalarının bizimle paylaştıkları sırları saklamaktır. Bunlar ya şahıs ya da devlet sırrı olabilir. Aile sırlarının korunması da çok önemlidir. Sırların korunmaması kötü niyetli olmaktan geçer. Sırlarını yayanların ise, kıyamette en kötü kişiler arasında sayılacağını Peygamber Efendimiz(s.a.v) söylemiştir.
Sır saklamak nasıl güzel ve faydalı bir davranışsa, bunun aksini yapmak da o ölçüde kötü ve zararlı bir iştir. Başkalarının sırrını araştırıp ortaya çıkarmak, sonra da onları ifşa etmek insan ahlakına sığmayan bir davranıştır.
Paylaşılan sırları korumak önemli bir görevdir. Sır, gizli kalması ve herkese söylenmemesi gereken şeydir.
Başkaları duyunca, ya mahcup oluruz ya da o işi başaramayız. Bu bakımdan sır saklamak, başarının önemli sebeplerinden biridir. Sır sayılabilecek işler gizli tutulmalıdır.
Birçok devlet adamı, başarılarının en mühim sebebinin sır saklamak olduğunu söylemişlerdir.
Padişahlar daima öyle bir yol tutmuşlar ve öyle hayat sürmüşlerdir ki, sırlarını hiç kimse hatta hanımları da bilmezdi. Fatih Sultan Mehmet Han’ın, "Yapacağım işleri, sakalımın bir kılı bile bilse, onu kopartırım" dediği meşhur sözünü size hatırlatmak isterim.
Sırrını söyleyen ekseriya pişman olur.
İnsan, söylemediği sözün hakimi, söylediği sözün mahkumudur.
Herkes kolay sır saklayamaz.
Sır, insanın esiridir. Açıklayınca, insan ona esir olur.
Sırrını söylersen, senin kendi gönlüne sığmadı demektir. Başkasının gönlüne sığmasını nasıl bekleyebiliriz. Kendi sırrına senin gönlün dar gelirse, başkasının gönlüne geniş gelir.
Akıllı kimse, sır küpüdür.
Bir kişiye söylenen sır, sırlıktan çıkar.
Açma sırrını dostuna, (dostunun da dostu vardır) o da söyler dostuna.
Kerem sahibi ile aran açılsa bile, iyiliğini söyler, kötülüğünü gizler.
Kötü ise; dostluk sona erince, iyiliğini gizler, kötülüğünü söyler.
Sırrı gizleyebilen insan, çok az olduğu için, sırrımızı başkalarına söylememiz uygun olmaz. Başkalarının bize söylediği gizli şeylerini de adeta unutmalıyız, hiç kimseye söylememeliyiz!
Allah; ayıpları, çirkin işleri gizler. İnsanların ayıplarını gizleyen kulunu da sever.
Bir Hadis-i şerifte ; “Arkadaşının ayıbını gizleyen, bir ölüyü diriltmiş gibi sevap kazanır Allah böyle kimsenin dünya ve ahirette ayıplarını örter” der.
Bir sözünün duyulması, o kimseye zarar verecekse, o kimse "Bunu kimseye söyleme" demese bile, o sözü gizlemelidir!
Bir kimse, etrafına bakınarak bir söz söylerse, o söz dinleyene emanettir.
İki kişiden birinin, diğerinin duyulmasından hoşlanmadığı, aralarında konuştukları bir şeyi, başkasına söylemesi doğru bir davranış değildir.
İnsanlar arkadaşlarına güvenip bir şeyler anlatıyorsa, başkalarından duymak için değil, saklaması için, güvendiği içindir. Dinimizde sırrın önemi büyüktür. Eğer ki birisi bize kendisi ile alakalı bir şey anlatıyorsa o bizde kalmalı. Kalmadığı takdirde üzerimizde hakkı olur. Onun sırrını belki de ayıbını belki de işini ortaya çıkarmış oluruz.
Kim arkadaşını tövbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa, o kimse, aynı günahı yaşamadan ölmez.
İnsanın dertlerini paylaşabileceği, sorunlarını hiç çekinmeden anlatabileceği birisinin yanında
olduğunu bilmesi ve ona güvenmesi, kendimizi çıkmazda hissettiğimiz zamanlarda, onun yanımızda olmasını kuvvetle isteriz ya da ona koşarız.
Buna gerçek arkadaşlık veya gerçek dostluk ta diyebiliriz. Böyle bir arkadaşınız ve dostunuz varsa, bulunmaz bir hazineye sahipsiniz demektir.
İyi haftalar dilerim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.