
Mehmet Uzun
YAŞAR NURİ HOCAM BEN YANACAKMIYIM
Bir yaz günüydü sanırım Temmuz yada Ağustos,
Kış için odun stok yapmamız gerekiyordu.
*
Babam gurbette tabi bu işler bana düşüyor hele köy yerinde.
Köyümüzden bir başka köyün ormanına kaçak odun kesmeye gidiyoruz.
*
Tabii ki o yaşta tek başımıza gitmemiz imkansız.
Yaklaşık 20 km filan… Dağ bayır yol berbat. O çocuk halimle bizim
köylü Sülayman amcayla yola çıktık sabahın bir vaktinde.
*
12 yaşındayım hem kaçak odun kestiğimiz köylülere hem de odunları eve götürürken eşeğimle (Affedersiniz) yol boyunca ormancıya yakalanma korkusu kafamda hakim.
*
Ve ben o yaşımda o meşakkatli ve korkulu yolda orucum.
Komşu köyün ormanında yüksek bir yerdir. Odunları keserken
ağzım burnum nefes alamıyorum susuzluktan.
*
O ormanın sahibi olan köy bir dere yatağında biz tepedeyiz.
Ama o dere yatağı denilen yerde AKSU çayı bembeyaz tepeden seyrediyor hayal kuruyorum.
*
Keşke diyorum o çayın kenarında olsam bir su içsem ölürsem
orada ölsem. O derece bitkin o derece susamışım.
*
Odunları nihayet kestik hayvanlarımızı yükledik ama ben yürüyemiyorum bitkinim.
Süleyman amcanın umurunda bile değilim.
*
Dağın diğer tarafından Aşağı Çoruh kenarına indik. Artık istikamet köy
ama yine de 2 saatlik bir yolumuz var.
*
Orda bir su göleti oluşmuş. Eşeğim su içmeye başladı, bende onunla beraber içiyorum, içiyorum, içiyorum, içtim..
Ayağa kalktım yürüyemiyorum şişmişim sanki.
*
Gökyüzüne bakıyorum utanıyorum ve çok korkuyorum.
Eyvah ALLAH beni gördü şimdi cehennemin en derin yerinde
yakacak beni. O korkuyla eve gelebildim ama bitmişim ben
yaşım 12
*
Ta o günlerden bu güne kadar akıllı sandığımız önünde saygıyla
eğildiğimiz hocalar bizleri öyle bir hale getirmişti ki Sanki ALLAH
bizleri yakmak için yaratmış.
*
Yani İslami zorlaştırdıkça zorlatırmışlar. Halbuki yaradan kolaylaştırın
zorlaştırmayın diye buyurmuş.
Ve bir hoca, bir profesör, bir din alimi çıkmış yıllarca bunların bizden
sakladıkları o kolaylaştırın emirlerini bizlere anlatmaya başlamış.
*
Bakmışlar insanlara kitabımızın daha kolay ibadet yapabilme bilgisini insanlara öğretiyor, aforoz etmişler nerdeyse.
*
Hastalığına oh olmuş, ölüsüne oh olmuş diyebilecek kadar öfke
dolu bu insanların yüzünden ben 45 yıl önceki o berbat o Kerbela
gibi geçirdiğim günü asla unutamıyorum.
*
Her ramazanda o çocukluğumdaki o gün aklıma geliyor. Hala irkiliyorum
Bizlere çocukluğumuzdan beri Yaradan’ı bir cezalandırıcı gibi gösteren ve inandıran hocalara hakkımı asla helal etmiyorum.
*
Dilerim Yaşar Nuri hoca gibi hocalar olsun Yaradan’ın ceza verme
biçimini de, sevme kollama biçimini de biz cahil vatandaşa öğretsin
ki, ben 45 yıl önceki korkumu yenebileyim.
Benim durumuma başka çocuklarda düşmesin
*
Şahsım olarak vermiş olduğu vaazlarda hem Yaradan’ı sevdiren
hem sosyal mesajlar veren hocaların sayısı çoğalsın diye dua ediyorum.
Ekranlar da hocadan geçilmiyor. Ama toplum aynı toplum birbirine
güvenmeyen birbirini sevmeyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
*
Ya hocaların anlattıkları tesir etmiyor, yada dinleyiciler de bir sorun var.
Ben Yaşar Nuri hocaya rahmet diliyorum.
Ölmüş bir insana küfür edenleri, alay edenleri de kınıyorum.
Not : Benim köyüm ispir Yeşilyurt köyü. Ormanlarından kaçak ağaç
kestiğim köy Aksu köyü. Artık kendimi de ihbar ettim.
45 yıl önce bir Ağustos günü
Sağlıcakla kalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.