
Mehmet Uzun
18 SAAT YARATIKLA YAN YANA
Çok şükür Erzurum tatilimiz bir iki küçük kazadan sonra sağ salim bitti.
Artık evimizdeyiz.
Tabii ki bir çok şeye tanık olduk memleketimizde.
Bunları sizlerle paylaşmak da işimizin bir gereği biliyorsunuz
Mesela Erzurum’da çok güzel yeni mekanlar oluşmuş.
Çok modern çok nezih bir anda kendinizi Beyoğlu’nda
hissedebiliyorsunuz.
Ama ne yazık ki istisnalar kaideyi bozmaz düstur urunu
korumak durumundayız. Bu yaşıma kadar bir çok kez
Erzurum’a gittim, hatta çok eskilerde, o berbat otobüs
yolculuklarını bile bu son seyahatimde arar oldum.
İstanbul’dan Erzurum’a otobüsle gittim. Erzurum’dan araç
kiraladım. Dolayısıyla geri dönüşümde otobüsle olacaktı,
oldu. Keşke olmasaydı.
Ben ki iki dakika bile yanımdaki insanla sohbet etmeden duramam. Ama 18 saat yanımda oturan adamla, (Gerçi adam kelimesi bu adam için yılbaşı piyangosu gibidir) bu süre zarfında sadece üç beş kelime konuşabilme cesaretini gösterebildim.
Otobüs firması Metro, bileti ispirden aldım. Ama otobüse Erzurum’dan binecektim. Otobüsten önce Erzurum’a gittim. Neyse otobüs için otogara gittim, geri dönüşlerde bir hüzün vardır. Gelirken otobüsün koltuk numaralarına önem verirken dönerken buna pek önem vermezsiniz.
Koltuk numaram 32. Yerime geçtim derken yan koltuğa bir adam oturdu.
Kucağında bir çocuk. Yan koltukta eşi ve onunda kucağında iki çocuk.
Olabilir tabi. Ekonomik koşullar belki bu aileyi böyle bir seyahate mecbur etmiştir.
Çook özür dilerim, artık adam demeyeceğim, bu yaratıkla yan yana oturduk.
Merhabamı, selam mı oda ne yok tabi, yaratığın kucağında 3 yaşlarında bir çocuk.
Daha oturur oturmaz ayakkabılarının tozunu gömleğimin sol yanı ile bir güzel temizledi.
Çocuk yerinde durmuyor, eli ayağı her yeri faal, sesi de tabii ki. Koltukların arkasında minik tv ler ve kulaklıklar var. Başladı çekmeye, koparmaya… O yaratıkta tık yok…
Dayanamadım, ‘Dedim arkadaş yazıktır bak milli servet koparıyor sağı solu’ Bu yaratık bana döndü, zati bozuk bu yani iyice bozsun modunda.
Aşkale’ye yakındı dedim ki bu yaratığa ‘Arkadaş bak daha çok yolumuz var. Bu çocuk hep böyle yaparsa bu yolculuk bitmez’
Yaratık bana döndü kaşlarını çatıp 'Senin hiç çocuğun yok mu? Eğer rahatsız olduysan in otobüsten’ dedi. Dondum kaldım. Karşı cevap vermem, bu yaratıkla aynı seviyeye inmem gerekiyordu. Hadi bunu da geçtim, yan koltukta eşi vardı, çocukları vardı, onları düşünerek sustum.
Gece bu yaratık bağrını açıp o çocuğu göğsüne bastırıp uyudular, çocuk affedersiniz gaz çıkarıyor ve ben çantamdaki parfümle karşı savunmaya geçiyorum. Başka boş koltukta yok.
Erzincan’da inmeye niyetlendim bir iki parça bagajım vardı inemedim.
Şuraya yazıyorum bir daha ispir otobüsüne binersem kahrolayım. Muavine anlattım durumu,umursamadı. Tabii ki buradan hemşerilerimi töhmet altında bırakmak istemem, tenzih ederim.
Ama bu yaratığın İspir’den bindiğini biliyorum.
Eyyyy Dernek başkanları, camideki hocalarımız, bu tip yaratıklara anlatın kamu malı nedir?
Ortak kullanılan mekanlardaki hal ve tutumumuz nedir? Nasıl olmalıdır?
1400 yıl önceki dönemi, bir iki vaaz erteleyin bunları. Anlatın ki bu yaratıklar, insanların kullandığı mekanlara uyum sağlayabilsinler.
Şunu da gördüm, bin yıl geçse o bölgedeki insanların bir çoğu statükocu bir kafaya sahipler.
Değişim dedin mi ödleri patlıyor. Aynı hamam, aynı tas bir çok konuda memleketim. Ne yazık ki üzülerek yazıyorum.
Dilerim hiç biriniz benim bu son seyahatimdeki şansızlığa düşmezsiniz. Ama yinede dikkatli olun. Ben sabrettim, siz sabredemeye bilirsiniz.
Ha buradan alınan, gücenen çıkabilir ama gece en az beş saat gaz kokusu duymuş olsanız, inanıyorum ki benim kadar mütevazi olmazdınız. Gaz bu, kolonya değil ve sabitsiniz kaçacak yeriniz yok…
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.