ARABAMIN DEPOSU PERHİZDE

Ülke gelişiyor, büyüyor deniliyor. Hatta inanılıyor. Buna ben neden inanamıyorum.
Ya bende bir tuhaflık var, yada vatandaş daha iyi görebiliyor bu büyümeyi.

İstanbul Avrupa yakasında oturuyorum. Çevremizde inşaatı devam eden koca koca AVM ler, koca koca binalar yapılıyor. Bakarken bile boynum tutuluyo, o kadar yüksekler.

Ama aynı zamanda da yine bölgemizde kömür yığınları dağ gibi yükseliyor. İki
günde yerinde yeller esiyor dağıtılmış hepsi.

İnsan düşünüyor diyor ki; Eyyy güzel Allahım, şu gökdeleni yapanda senin kulun, şu kömür yığınını eritende senin kulun. Her iki kulunda bu ülkenin vatandaşı.

Yine soruyorum; eyy güzel Allah’ım büyüdük deniliyor, güçlendik deniliyor.
Daha iki ay önce büyüyen ülkemdeki senin kulların ramazanda hemen hemen
her caddede her meydanda yoksullar diye iftar sofralarını doldurmamışlar mıydı?

Şimdide bu kulların üşümesinler diye devletin verdiği meccanen kömürleri
alıp evlerine götürüyorlar.

Hikmetinden sual olunmaz amma, bu işte bir gariplik yok mu? Eğer sahiden
büyüyorsak bu iftar sofraları ve bu kömür yığınları neden var?

Yine soruyorum Yaradan’a; Eyy güzel Allah’ım neden dünyada en pahalı akaryakıtı bizler kullanıyoruz? Bunda da bir gariplik yok mu?

Madem ekonomimiz zor durumda öyle olmasa zam yapılır mı? Paraya ihtiyaç var, iyi de yapılan israfları da okuyoruz gazetelerden. Bu nasıl iştir.

Bir atasözünde deniliyor ki, zincirin gücü en zayıf halkasından ölçülür. En zayıf
halkası da iftar sofralarını dolduran, kömür yığınlarını eritenler olmalı bana göre.

Bir esnaf olarak son aylarda SOS vermeye başladık. Kazandığımız faturalara
gidiyor zaten. Rakibimiz olan dev firmalar adeta iliğimizi kuruttular. Bir çoğu da
yabancı.

Bizleri bu yabancı firmaların kucağına atanları asla affetmeyeceğiz. Bur da olmasa bile o malum hesapların görüldüğü yerde ellerimiz yakalarındadır.

Geçen gün bir hemşerimle sohbet ediyoruz. Diyor ki sen çok yanlış düşünüyorsun.
Bak bilmem kaç ülkeye artık vizesiz girip çıkabiliyoruz. Saydı epeyce vardı galiba.

Dedim bu sene Erzurum’a köyüne gittin mi? Durdu bir yutkundu, ‘Yok’ dedi. ‘Gidemedim ama köyümü de çok özledim’
‘Neden gitmedin’ diye sordum. ‘Ekonomik’ dedi. ‘Çocuklar okuyor, evin dışına da manto lama yaptırdık, borcum var. o yüzden gidemedim’

Dedim sen köyüne bile gidemeyecek kadar ekonomin bozukken dünyadaki bütün ülkelere vizesiz girilse sana ne faydası var?

Yine durdu, yutkundu, başını da kaşıdı, her halde jeton düşmüştü. Demem o ki
öyle hamasi söylemler karın doyurmuyor. Gerçekler her zaman acıdır.

1999 yılında İstanbul’dan Erzurum’ a aracımla gidiş dönüş 600 tl benzin yaktım.
Şimdi 600 tl ye anacak çakmağımı doldurabiliyorum. Bumu büyüme?

Eğer zamların adı büyümeyse, büyüdük, kocaman olduk. Artık aracımızın deposunun sadece alt kısmını ıslatabiliyoruz. Korkarım üst kısımları ıslanmaya ıslanmaya  pas tutacak.

Yine samimiyetimle söylüyorum, Ecevit’in dönemindeki krizde bile bu günkünden daha iyiydi işlerimiz.

Doğrudur birilerinin işleri büyümüştür. Hem de alabildiğine. Ama bizlerde ne yazık ki bu büyüme yoktur.

En önemli belgesi iftar sofralarındaki kalabalıklar ve günden güne büyüyen
kömür yığınlarıdır.

Ve en büyük sorunda örgütsüzlüktür tabi ki. Legal örgütlenme, yapılan zamlara
karşı itiraz etme yoktur.

Bir örnek; Bir kaç yıl önce boğaz köprülerine yapılan bir zammı tüketici dernekleri, yapmış olduğu itirazlardan sonra zammı geri çektirmişti.

Bana göre bu ülkedeki son yüz yılın en büyük bir stk başarısıydı. Ama yine yemekle meşgul olan vatandaşımız ne yazık ki bu çok önemli olayı göremedi. Zaten o Tüketici Derneği Başkanı da vefat etmişti.

Anlatamadı, sonradan anla yamanlara. Unutuldu diğer unutulanlar gibi. Nerdeyse ben bile unutacaktım.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Uzun Arşivi

YAŞAR NURİ HOCAM BEN YANACAKMIYIM

28 Haziran 2016 Salı 11:40

SAYGI DUYMAK ve SEVMEK

02 Haziran 2016 Perşembe 09:25

YAN YANA AMA BİR ARADA DEĞİLİZ

08 Şubat 2015 Pazar 17:27

HEP ÖLÜM HEP GÖZYAŞI!

04 Kasım 2014 Salı 09:31

PINARHİSAR ÇANKAYA

28 Ağustos 2014 Perşembe 22:28

YERİN ÜSTÜ YERİN ALTI

26 Mayıs 2014 Pazartesi 23:20

OBJEKTİF OLABİLMEK ZORDUR

09 Mayıs 2014 Cuma 23:34

ÖNCE OYU VİCDANINIZDA KULLANIN

25 Mart 2014 Salı 21:17

ÇEVRİM İÇİ VİCDANLAR

25 Şubat 2014 Salı 12:14