
Mehmet Uzun
BASAMAĞIN ROMANI
Bu gün taşrada nasıl siyaset yapılır bildiğim ve gördüğüm kadarıyla Anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle taşrada siyaset çok kolay olduğu gibi bir o kadarda ince zekâyı gerektirir. Eğer paranız ve dayınız varsa hiç korkmayın hemen bir partiye gidin üye olun.
Sakın yorulurum, uykusuz kalırım diye endişelenmeyin. Sizin yerinize inanın uyuyanlar bile olur. Zaten hep ayakta uyumuyorlar mı? Ne olacak birazda sizin için uyurlar. ‘Offf iyi de bu basamakları nasıl süratle tırmanacağım’ diye de endişe etmeyin. Ortalık basamak dolu.
Basamak kaybedeceğim diye düşünmeyin; çünkü basamak bulmak zor değil…
Vatan, Millet, Sakarya… şekeri ile ağız ve duygular tatlandırılır. Üzerine birde Çanakkale turu… Arada birde konser, falan… Alın size sıfır bir basamak. Artık afiş mi astırırsınız, mitinge mi götürüsünüz… Ne yaparsanız kulunuz kölenizdir. Bir dediğinizi iki etmez. Arada birde gaz veririsiniz. ‘İşte bu ülkenin sizlere ihtiyacı var. Makam mevki istenmez verilir’ diye sallarsınız. Siz kongrelerde yaka paça koltuk için kavga ederken, basamağın aklına bile gelmez ‘Makam istenmez verilir’ diye.
Zaten bunu düşünecek kadar beyni olsaydı basamak olur muydu? Değimli?
Artık basamağın toplumda yeri de değişmiştir. Mutludur farklıdır, sıradan bir siyasi çalışmada taşraya gelen abilerinin bir adım gerisinden yürürken, halden hale girer. Aman Allah’ım birde iktidarsa partisi, sakın kızdırmayın. Eğer memursanız sizi sürdürmekle tehdit eder. Suyuna gidin, basamak bu ne yapacağı bellimi olur.
Seçimin yaklaştığı günlerde yeni yeni tipler çıkar. Bu tipler genellikle paralı tiplerdir. Yıllardır saçını süpürge etmiş basamakları görmezler bile. İlahi bir güçle merdivenin ta başında görürüsünüz onları… Birden bire ve bir gün basamağın eline bir sürü resim verilir. Git bunları duvarlara yapıştır. Basamak işini yapar yapıştırır ve seçim biter basamağın üzerine artık o kadar ayak basmıştır ki, basamaktan gıcırtılar gelmeye başlar. O resimlerini yapıştırdığı ilahi kurtarıcı rahatsız olur, hemen basamaktan sorumlu birimi çağırır. Şu basamakları değiştirin. Birim der ki ‘Onaralım mı? ‘Yok yok’ der. İlahi kurtarıcı artık bunların miadı doldu. Yeni basamaklar bulun getirin… Ve bu süreç hiç değişmez. Basamaklar hep basamak olarak kalır ve ölürler. İlahi kurtarıcılarında soyu hiç tükenmez. Paralarının tükenmediği gibi onlar basar basamağa tırmanır tırmanır tırmanır tırmanır gözden kaybolur. Artık haberlerde filan görebilirsiniz ve keyiflenerek etrafınızdaki emekli basamaklara dersiniz ki; ekrandakini göstererek azmı üzerime basıp çıkmıştı merdivenleri benim.
Yani dostlar işin özü bu aşağı yukarı parası ve dayısı olan herkes bu ülkede kral ama parası yok yüreği altın gibi namuslu dürüst insanların yeri ne yazık ki ya basamak olmak yada susmak. Değişmez bu asla. Hep böyledir. Dilerim ki insanların ekonomik gücüne göre değerlendirilmeyip yüreğine insanlığına göre değerlendirilsin. Olsun be boş verin hayali bir güzel bunun. Ha unutmadan kimse üzerine vazife çıkarmasın bir fantezi olarak yazdım…
Hiç ülkemizde böyle şeyler olur mu? Ne basamağı kardeşimiz onlar… Bizim değil mi nasıl kardeşse ayaklar altında hep…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.