
Ömer Faruk Kızılkaya
EKONOMİ KIRMIZI ALARM VERİYOR
Ekonomide şahlanışı yaşadığımız bu güzel günlerde asgari ücret açıklamasından sonra bayram eden vatandaşlarımız, paralarını nereye harcayacaklarını düşünürken devletin zirvesinden gelen tavsiyeleri doğru değerlendirmek için ciddi araştırmalar yapıyorlar. Henüz maaşların verilmemiş olması ise asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızın sabırsızlanmasına yol açıyor. Zira açıklamanın yapıldığı anlarda 4250 tl olarak açıklanan asgari ücret, 275 dolar alabiliyorken yazımı yazdığım anlarda 246,37 dolar alabilecek duruma düştü. 1 hafta geçmeden yaklaşık 30 dolarlık değer kaybı ilk etapta benim dolarla maaş almayan halkımı ilgilendirmese de ithal edilen (yurtdışından getirilen) ürünlerin fiyatlarında dolara bağlı olarak yaşanan artış, halkımızın canını sıkmaya başladı.
Fiyat artışlarını irdeleyecek olursak:
Devlet diyor ki: “Bunu stokçular yapıyor.”
Ben de diyorum ki: Sen devlet olarak stokçuya ne yapıyorsun ya da ne yapabilirsin?
Cevabı yine ben vereyim: Hiçbir şey yapmıyorsun, zaten yapamazsın. Çünkü parti yapılanmasında güçlü insanların, işadamlarının tek parti iktidarının gücünden nemalanabilmek için yer aldığını gözlemledik. Amaçlarına da ulaştıklarını gördük. İlişkilerin ilerleyip kompleks bir hal almasından sonra onlara müdahale etmek kolay olmayacaktır. Müdahale edilse de basında kalacak, gerçeğe yansımayacaktır. Aksi halde partiden kopmalar başlayacaktır. Bu süreçte iktidar da bunu göze alamaz.
Burada asıl sorumluluk sadece bir partiye mal edilemez. Zira yangın çıktığında söndürme malzemelerine, deprem olduğunda başta çadır olmak üzere ihtiyaç ürünlerine zam yapan bizim çok ahlaklı milletimiz değil mi? İbret olması için o esnafa şimdiye kadar ciddi bir yaptırım uygulansaydı durum böyle olmazdı. Oysa daha önce biz patates krizinde de stokçuları haberlerde izlemiştik. Devlet, o günden bugüne konuyla ilgili ne yaptı? Cevabı yine ben vereyim: HİÇBİR ŞEY!
Bu arada doğalgaz, elektrik, petrol ürünlerine de sürekli devlet zam açıklıyor. Bunları da stokçular mı yapıyor? Aklıma gelmişken sorayım.
TOKİ, kutu gibi evler için fahiş fiyatlar açıklamış, etraftan buna yönelik iddialar geliyor (85 m² kullanım alanı olan ev için Gezköy tarafında 400 bin tl civarında bedel açıklanmış. Bu konuda TOKİ’den açıklama bekliyoruz.). Eğer iddia doğru ise aracı ve evi için fahiş fiyat isteyenlere kimse kızmasın. Onlar için fahiş fiyat isteyenler de marketteki artışa kızmasın.
Altın ve döviz üzerinden borçlanan vatandaşlarımızı son zamanlarda kara kara düşünürken görüyorum. Allah yardımcıları olsun. Doların artışına gösterilen tepkilere kızan cühelaya bunun ülkemiz açısından ne anlam ifade ettiğini şöyle açıklayayım:
Devletimizin iki yıl önce açıkladığı resmi rakamlara göre toplam borcumuz 467 milyar dolardı. (Dış borcumuz yok zanneden zevat buna itiraz edecektir. Kulaktan besleneceğinize biraz araştırın. Basın size yalan söylüyor.) Dolar 1 tl artınca devlet otomatik olarak 467 milyar lira borçlanmış oluyor. 10 lira artınca 4 trilyon 670 milyar lira borçlanmış oluyor. Yani delik, yama kabul etmiyor. Döviz borcu olan kardeşimle aynı kaderi ülkemiz yaşıyor. O yüzden bizi zor günler bekliyor. Lüks ve savurganlıktan kaçınıp ihtiyatlı davranmakta fayda var. Ayağımızı yorganımıza göre uzatıp mütevazı bir yaşam sürmeye başlarsak önümüzü görmemiz daha kolay olacaktır.
Not: Yazım bitene kadar asgari ücretin alabildiği dolar miktarı 243,55 oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.