27 Şubat Pazar günü öğrencilerimizi geziye Aziziye Tabyaları’na götürdük. Aziziye 3 Numaralı Tabya’dan ayrılıp Mecidiye Tabyası’na doğru yola çıktığımızda öğrencilerim tabyada iç çamaşırı bulduklarını, içlerinden birinin fotoğraf çektiğini, öğretmen arkadaşlarımdan birinin de fotoğrafı sildirdiğini söylediler.

Bu durumu görmezden gelebilirdim ama olmadı. Bana yakışmazdı, gerekeni yapmalıydım. Çünkü benim ecdadım 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan gece orada baskına uğramıştı. O tabya basılmış, o tabyadaki askerlerimiz şehit olmuşlardı. Onların aziz anılarına ve şehrimin maneviyatına yansımış bu anlamlı mekâna yapılan tecavüze seyirci kalamazdım.

Dayanamayıp iki gün sonra, salı günü, tabyalara yeniden gittim ve aşağıda bilet kesen görevliyle biraz sohbet ettik. İşletme hakkının kimde olduğunu sordum ve özel bir şahsa (Görevli bu şekilde ifade etti. Aslında bir işletmede sanırım.) verildiğini söyledi. Biletimi aldım ve yukarıda tabyayı araştırınca hakikaten erkek iç çamaşırını buldum. Hiç dokunmadım ama anı da kameraya çektim. Videoyu sosyal medya hesabımda (facebook’ta) paylaştım. Yazdığım açıklama yazısından hareketle bir gazeteci arkadaşımız –sağ olsun- bir haber yaptı ancak haberde belki en önemli kısım yer almıyordu.

Açıklama yaparken işletme hakkının özel bir şahsa verildiğini belirtmiş, başta Erzurum Valisi olmak üzere birçok kuruma işletmeciyi şikâyet etmiştim. Bu kısım yazıda olmayınca insanlar bana ulaşarak sorumluluğu Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Müze Müdürlüğüne yüklemeye çalıştılar. Bu yazıyı da o amaçla yazıyorum.

Sevgili Dostlar,

Yaptığım araştırmalara göre Aziziye Tabyaları ile Mecidiye Tabyası’nın bulunduğu alan milli park statüsünde olduğu için bu kurumların (Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kurumlar) inisiyatifinde değil. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Milli Parklar Bölge Müdürlüğünün inisiyatifinde olduğu için bu konuda bütün eleştirileri Bölge Müdürü’ne yöneltmek zorundayım.  

Öğrendiğim kadarıyla müdür bey göreve yeni gelmiş, o yüzden kendilerine bir şey söylemeyeceğim ama şimdilik. Daha çok eski müdüre söz söyleyeceğim.

Öğrendiğime göre (Ben aktaranların yalancısıyım.) eski müdür kimseyi umursamazmış. Erzurumlu değilmiş ve şehri de bizleri de sahiplenmemiş. Tabyalarla ilgili de sadece prosedürü takip etmiş, şehirdeki boşluğu da görünce tabyaların üstüne düşmemiş. Sonra da olanlar malum.

2019 senesinde hatırlarsanız kadının biri Tabyalarda soyunup fotoğraf çektirmiş, görüntüler de medyaya düşmüştü. Ben konuyla ilgili bir açıklama yapmıştım, şehrin yazar- çizer takımından çok da itibar gören bir büyüğüm tarafından uyarılmıştım:

• Ömer’im, siz bunlara tepki verince bunlar asıl amaçlarına ulaşıyorlar, reklamlarını yapıyorlar. Bu işlere girme.

Ben onunla da kalmamış, tabya yürüyüşü öncesi ironik bir yazı kaleme alarak “Tabyaları Yıkalım Gitsin” demiştim ve her sene katıldığım Tabya Yürüyüşü’nü protesto ederek etkinliğe katılmamıştım.

Bu sene de yine tabyalarda bir erkek çamaşırı bulduk. Maalesef bulan da 8. Sınıf öğrencisi bir kardeşimiz. Ben çocuğa ne diyeceğimi şaşırdım. Sizce onu ziyaretçiler görmediler mi? Erzurum’u böyle mi tanıtıyoruz?

Prof. Dr. Murat KÜÇÜKUĞURLU Hoca bir olay anlatmıştı. Eski cumhurbaşkanlarımızdan Ahmet Necdet SEZER’in Erzurum gezisinde, Tabyaları ziyareti esnasında, bir komutanın Aziziye 1 Numaralı Tabya’dan herkesi çıkardıktan sonra SEZER’e “Efendim, Tabyaları her zaman temiz tutmak zorundayız. Zira kirlenince askerlerimizi birileri rahatsız ediyor.” dediğini sapaya yatarak dinleyen bir gazetecimizin öğrendiğini ve kendisine aktardığını anlatmıştı. Geçenlerde bu olayı medyada bir yerde de Murat Hoca’nın ağzından aktardıklarına şahit oldum. Ben bu olaya karşı çıkıyorum. Zinhar yalan ya da artık onlar da Tabyalardan ellerini çektiler. Yoksa bu rezillikler olur muydu?  

Sahi bir ara “Tabyalar Platformu” diye bir şey oluşturulmuştu, platform ne oldu? O platformda kimler vardı? Bir şey mi başarıldı da ben göremedim? Görevi neydi ve tamamlandı mı? Tabyalar, en yakınımızdaki Kars’taki Kanlı Tabya gibi Harp Tarihi Müzesi veya başka bir şekilde mi değerlendirildi de ben bilmiyorum?

Sahi Kars’ın kaç milletvekili var? Nasıl bir gücü var ki onlar başardı da biz başaramadık? Bu sözlerimi vekil, bürokrat, STK, gazeteci, yazar- çizer, kanaat önderi (Ne demekse), vatandaş… herkese söylüyorum. Siz zahmet etmeyin, ben sorumun cevabını vereceğim: Onlar samimi, biz riyakarız, çıkarcıyız.

Göreve yeni atanan müdürümüze hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. Kendilerinin çayını içmeye ve tanışmaya gideceğimi, buradan ilan ediyorum. Kendilerinden şehrimizin kutsallarına kendi görev sahası içerisinde ne kadar hassasiyet gösterirse o kadar destek olacağımın, eğer eski düzeni devam ettirirse karşısına çıkıp hesap soracağımın sözünü de buradan herkesin huzurunda veriyorum.

Şehrin ileri gelenlerini de bu konularla ilgili öne çıkmaya çalışanlarını da (Sözüm sadece bürokratlara değil.) uyarıyorum: Eğer bu şehrin değerlerine gereken hassasiyeti göstermezseniz bildiklerimi yer, zaman, şahit ve gerekirse belge sunarak tek tek açıklayacağım. Sizleri laf üzerinde çok gördük, iş üstünde görmek istiyorum. Hem de en kısa sürede!