Ömer Faruk Kızılkaya

Ömer Faruk Kızılkaya

İĞRENÇ BİR HAFTANIN ARDINDAN…

Geçen hafta bugün bu saatlerde şehrimizde iki olay birden yaşandı: Deprem ve 19 yaşındaki bir kızımızın sokak ortasında öldürülmesi.

Sloganlar atıldı: Deprem, kızımıza yapılan saldırıya toprağın tepkisiymiş… İnsanların veremedikleri tepkiyi toprak veriyor, ilginç  değil mi? Gördüklerimi söyleyeyim:

Deprem adeta Erzurum bürokrasisinin imdadına yetişti. Deprem olmasaydı bu olay ülke gündeminde çok tartışılırdı, bu durum da bizimkileri sıkıntıya sokardı. Onların üslubuyla yorum yapalım: Göklerden gelen bir karar vardır. Şakası bile kötü ama yabancılamamış olmalısınız, zira bu tarz açıklamalara alıştık.

Kızlarımıza bir kız babası olarak tavsiyem: Kız bizim kültürümüzde çanta değil, madalyondur. Size çanta muamelesi yapacak adileri değil, sizi madalyon gibi gururla göğüslerinde taşıyacak adamları sevin. Sizler de çanta olmaya değil, madalyon olmaya çalışın. Para, makam, güç, gösteriş hiçbir anlam ifade etmiyor. Urbanın içinden ne çıkacağı belli olmuyor.

“Komşu, kızını zapt eyle; bizim oğlan aşıktır.” diyen türkü bizim kültürümüzü değil bize dayatılan Arap kültürünü temsil eder. Kadın bizde tay’dır. Tay (hatun); anadır, yardır, yeri gelince yöneticidir, kahramandır.  Kurultay’da tay, yeri gelince erkeklere başkanlık eder. Erkeğinin yanında, omuz omuzadır. Biz kadını İslam sanarak aldığımız Arap kültürü sonucu dibe köşeye ittik. Kadın bizde Nene Hatun’dur, Kara Fatma’dır… Biri zapt edilecekse oğullarınızı zapt edin. Hiçbir kadın zorla bir erkeğe sahip olmaz ama erkeklerin yaptıkları zorbalıkları görüyoruz. Şımarttığınız oğullarınızın sizlere yaşattıklarını sizlere reva görüyorum da başkalarının çocuklarının günahı ne?

Kızımız katilinden ayrılınca katilimiz kendine yedirememiş… Gidip takip etmiş ve öldürmüş. Kız aslında oğlanın evlenilmeyecek kişi olduğunu anlamış ama maalesef yakasını kurtaramamış. Merak ediyorum, ailesi katilin yasını tuttu mu? Çok mu acımasız oldum? Ortada bir suç bile olsa (Bunu bildiğim bir şey olduğundan değil, en kötü ihtimali düşünerek söylüykiorum.)kimse kimsenin canına kıyamaz! Kimse kimseye ceza kesemez! Kabile devleti değiliz!

Bir başka olay da daha iğrenç bir şekilde Müslüme kızımızın başına geldi. Okuduğuma göre dede; oğlu askerdeyken geline tecavüz ediyor, gelinden Müslüme oluyor. Daha sonra dede (aslında baba) kendi çocuğunu kaçırıp tecavüz ediyor ve çocuğu ölüme terk ediyor. Etimle kemiğimle insanlığımdan da erkekliğimden de Müslümanlığımdan da utandım. Bu olayların çözümü aslında kolay: İdam edersiniz, ibret olur. Yoksa dinle minle bunlar düzelmez. Zira bunu yapan zaten Allahsız!

Bizim devletimizin bu olaylara yaklaşımı malum: Yayın yasağı getirilir, beyinsiz bir güruh da bunları kınar, olay örtülür. Meydana çıkan, çeşitli vesilelerle tepkisini gösterenler de vatan haini ilan edilir. Vatanseverlik yanlışın üstünü örtmekse ben vatansever olmayı reddediyorum.

Zam kelimesini hükümet yeni bir ifadeyle güncelledi: Fiyat değişikliği. Ben buna gülüyorum, baştan söyleyeyim. Zira değişiklik yükselmeyi içerebildiği gibi düşüşü de içerir. Zam ise yükseliştir. Değişiklikler hep yükseliş şeklinde olduğu için doğru kelime ZAM’dır. Şu anda öyle bir süreçten geçiyoruz ki zama bile zam geliyor. Aynı gemide olsak dişimizi sıkardık ama görüyoruz ki vatandaştan dişini sıkması beklenirken temsil noktasındakiler lüks ve şatafattan taviz vermiyorlar. Dolayısıyla bu fedakarlığı bizden kimse isteyemez.

Zamlarla ilgili önümüzdeki günlerde biz yazı yazacağım ama önce bizi salak zanneden İbrahim AYDEMİR’e mecliste yaptığı saçma sapan açıklamadan ötürü bir şeyler söylemek istiyorum:

Zat-ı şahane açıklama yaparken diyor ki: Akaryakıt istasyonlarındaki kuyruklar, zamdan ötürü değilmiş de araç fazlalığındanmış.

Peki, sayın vekilim ben de sorayım size ve borazanlığınızı yapacak olan cühelaya: Bu kuyruklar neden diğer zamanlarda oluşmuyor da zam haberlerinden sonra oluşuyor? Unutmayın ki Erzurum milletvekilisiniz. Yaptığınız açıklamalarda medyada ve sosyal medyada isminizi şehrimizle andıklarında utanıyoruz. Bizi gururlandıracak çalışmalar ve açıklamalarla karşımıza çıkın. Kimse bu şehirden büyük değil, kimse bu şehre zarar veremez.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Faruk Kızılkaya Arşivi

HOCAMIN ŞİİR KOKAN ELLERİNİ ÖPÜYORUM

01 Aralık 2022 Perşembe 22:37

SİHİRLİ SÖZCÜKLERİ UNUTTUK MU?

04 Kasım 2022 Cuma 13:09

TABYALAR HER ZAMANKİ GİBİ SAHİPSİZ!

14 Mart 2022 Pazartesi 09:33

ERZURUM’DAN GÜZEL HABERLER VAR

11 Ocak 2022 Salı 08:19

EKONOMİ KIRMIZI ALARM VERİYOR

20 Aralık 2021 Pazartesi 19:48

KASIM DADAŞIN HÜZÜN AYIDIR

15 Kasım 2021 Pazartesi 13:34