Ömer Faruk Kızılkaya

Ömer Faruk Kızılkaya

EZANA, KURAN’A VE CEMAATA İŞKENCE ETMEYİN!

Ezanın ortaya çıkışının nasıl olduğunu hiç düşündünüz mü? Anlatayım:

Resûlullâh’ın derdiyle dertlenen, O’nun kaygısı ile kaygılanan Abdullâh bin Zeyd (r.a.) oradan ayrılıp gitti. Uyku ile uyanıklık arasında iken kendisine ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Hemen Resûlullâh’ın yanına giderek:

“−Ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezânı öğretti.” dedi.

Hz. Ömer de aynı rüyâyı görmüştü. Bunun üzerine Allâh Resûlü:

“−Ey Bilâl kalk ve Abdullâh bin Zeyd’in söylediklerini tatbîk et!” buyurdu.

Bilâl (r.a.) de Abdullâh’ın söylediklerini aynen tatbîk etti ve ezân okudu. (Ebû Dâvûd, Salât, 27/498)

Böylece ezân, vâcib derecesinde kuvvetli bir sünnet oldu. Çünkü o hem sâdık rüyâ, hem sünnet-i Nebî, hem de vahy-i ilâhî ile sâbittir. (https://www.islamveihsan.com/ilk-ezan.html)

Peki, Resulullah neden ezanı okuma görevini Bilal- i Habeşi’ye verdi? Sesi gür olduğu için mi yoksa sesi güzel olduğu için mi? Bunun cevabını geçmişte camiyle arası iyi olanlar çok iyi bilirler. Şimdilerde hocalarımız derin fıkıh konularına girmekten [Bir cuma namazı öncesi bilmem kimin Mekke’nin Fethi’nden önce mi sonra mı Müslüman olduğu ile ilgili en az beş dakikalık rivayetler serisini merakla (!) dinlediğimi bilirim. Yine bir başka Cuma namazında fakirlerin zenginlerden 500 yıl önce cennete gireceğini anlattığını bilirim.] namazın adabını, farzını- sünnetini, ezanı, 32 farzı, komşuluk ilişkilerini, kul hakkını anlatmaya fırsat bulamıyorlar. (Çok kıymetli imam efendiler, cemaat secdeye gidince çatalı görünüyor. Zahmet olmazsa namazın farzlarını cemaatinize anlatın.)

Camiler her Müslüman gibi benim de huzur bulduğum yerlerdendir ama bu huzuru her camide bulamıyorum, önceliklerim var: Cami temiz olacak, cemaat şuurlu olacak, nem kokmayacak, hocamız, Peygamber Efendimiz’in kibarlığıyla vaaz edecek (Ağzından salyalar saça saça, bağıra bağıra değil!) hocanın da müezzinin de sesi ve kıraati güzel olacak. Onlar okumaya başlayınca ben devam etmesi, bitirmemesi için dua edeceğim.

Erzurum’da bunu bana yaşatacak ne kadar az cami var değil mi?

Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığının birçok bakanlıktan daha fazla bütçe kullandığı gündeme geliyor, Diyanet kanadı da eleştirenleri eleştiriyor. Vergi veren herkes gibi ben de merak ediyorum, nereye ne harcandığını ama sormuyorum. Çünkü hesap günü her şey herkese gösterilecek. (Ben onlardan öyle öğrendim.)

 

Bu kadar bütçeyi kullanan Diyanet yetkililerinden birkaç talebim olacak:

Allah aşkına şu din görevlilerine şan dersleri verdirin. Camilerdeki kötü okumalardan bir parça kurtarın bizi. Öyle camiler var ki cemaat orada zorundan namaz kılıyor.

Ezan; merkezi sistemden okunuyor madem, bari düzgün okuyan birini yetiştirin de o okusun. Ezanlar cemaati hipnotize edip camiye çekmeli, cam açıp kendini dinlettirmeli, cam çerçeve örttürmemeli.

Hoparlörlerden de desibel rekoru kırma girişiminde bulunmayın! Ses; kulak tırmalayacak şekilde değil, ruhu okşayacak oranda ayarlanmalı. Umarım Müftü Efendiler sesimizi duyarlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Faruk Kızılkaya Arşivi

HOCAMIN ŞİİR KOKAN ELLERİNİ ÖPÜYORUM

01 Aralık 2022 Perşembe 22:37

SİHİRLİ SÖZCÜKLERİ UNUTTUK MU?

04 Kasım 2022 Cuma 13:09

TABYALAR HER ZAMANKİ GİBİ SAHİPSİZ!

14 Mart 2022 Pazartesi 09:33

ERZURUM’DAN GÜZEL HABERLER VAR

11 Ocak 2022 Salı 08:19

EKONOMİ KIRMIZI ALARM VERİYOR

20 Aralık 2021 Pazartesi 19:48

İĞRENÇ BİR HAFTANIN ARDINDAN…

26 Kasım 2021 Cuma 18:19

KASIM DADAŞIN HÜZÜN AYIDIR

15 Kasım 2021 Pazartesi 13:34