
Mehmet Uzun
KUNTA KİNTE OLMUŞ ÇORUH
Artık Erzurum’dayım, yani ispir’de. Kısa bir süreliğine memleketimdeyim.
Tabii ki bir gazeteci olarak yine gözlemlediğim kimi durumları siz değerli okurlarımla paylaşacağım.
Erzurum otogarı yeni yerinde adeta bir film platosunu andırıyor, eski görkeminden eser yok.
Otogar Erzurum merkez arası taksi tuttum 29 tl aldılar, aynı mesafe
istanbul’da 15 tl yi geçtiğini sanmıyorum.
Yine yol üzerinde bazı esnaf arkadaşlar bizlere gurbetçi muamelesi
çektiler. Kilins te (ispir) bir küçük şişe suyunu 1 tl ye verdiler. Be
bunun parasında değilim tabi, ama Türkiye’nin her yerinde Bodrum,
Kuşadası hariç, 500 krş değil midir?
Yine önünde masa, çay bardakları olan, aynı zamanda yöresel ürünler
satan bir iş yerine uğradım. Yol yorgunuyum bir çay istedim, hay
istemez olaydım. İlk defa çaydan nefret ettim. (kanköprü)
Bende İspir’e BİM gelmiş diye esnafı savunuyordum. Keşke daha önce
gelseymiş, bu adamı görünce anladım.
Erzurum İspir arası her yer köstebek yuvası gibi, dağı taşı deliyor iş
makineleri.
İspir’de birçok baraj ve HES yapılmış, o gözüm çevre katledilmiş ve bu eylemi yapan holdingler isimlerini dağa taşa yazmışlar.
Kimler yok ki…
Başı boş akan her dereyi enerjiye döndürmüşler ama, doğa cayır cayır yanmış yanıyor.
Barajların altından adına can suyu dedikleri az bir su akıyor. Gerisi duvar…
Geçen haftalar biliyorsunuz baraj kapaklarının açılmasıyla iki yavrumuzu
bu sulara kaptırıp kaybetmiştik. Bak unutuldu diğerleri gibi.
Ama ÇORUH artık bir kunta kinte gibi köklerini kaybetmiş. Her biryanı
duvar, her bir yanı kelepçe…
Bu gün yanında epeyce durdum Çoruh adeta ağlıyordu. O eski debisinin
yerine bir bahçe sulama kanalı gibi aşağılanmış, örselenmişti.
Onu iyi tanırım. Havada kuşu kapardı bahar aylarında. Ama şimdi kendine
bile faydası yok.
Efendilerinin ceplerini doldurmaktan başka artık bir hedefi kalmamış Çoruh’un.
Keşke hiç gelmeseydim, hafızamda o görkemli, salına salına akışı vardı Çoruh’un.
Yani bu gün ikimizde ağladık, bu nu hissettim bir an.
Ve düşündüm kendi kendime; dedim madem bu kadar baraj ve HES yapılıyor
ülkem kalkınıyor olmalı… İyi de ben niye hala kısa bir tatil için parmak hesabı yapıyorum.
Burada ki emekliler, memurlar gibi zenginleşiyoruz da, niye en pahalı akaryakıtı bizler satın alıyoruz. Burada bir çelişki yok mu sizce?
yani dostlar köyüm ve çevresi holdinglere 49 yıllığına verilmiş. onlarda güya
vatana, millete ama kesinlikle ceplerine çalışıyorlar.Kim takar Çoruh’un ve benim hüznümü…
Sağlıcakla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.