
Ömer Faruk Kızılkaya
MÜSLÜMANLAR SABUN KULLANMAZ!
İbadethaneler bütün dinlerde "tanrının evi" kabul edilmiş ve onların inşasında bu bilinç her zaman belirleyici olmuştur. En basitinden Anadolu'da, Yunan tapınaklarındaki işlemelerle başlayan ibadethane bezemesi, Hristiyanlık dönemlerinde kiliselerde ve İslamiyet döneminde de camilerde kendini bariz olarak hissettirmiştir. İbadethaneyi güzelleştirme, tanrıya yakınlaşma belirtisi sayılmış, her dinde de buna vesile olanlar itibar görmüştür. İbadethaneye gidiş belli bir huzuru beraberinde getirdiği için oraya, alelade bir yere gider gibi gidilmez. Antik Yunan da, Hristiyan veya Musevi de, Müslüman da ibadethaneye giderken kendini bir gözden geçirir. O gün daha bir derli toplu ve temiz giyinmeye özen gösterir.
Bu duruma Müslümanlar ayrı bir ehemmiyet gösterir. Zira İslam'da temizlik dindarlığın baş şartlarından biridir. İbadet etmek için, ibadethaneye girmek için hatta kutsal kitaba dokunabilmek için abdest almak suretiyle temizlenmek gerekir.
Namazın şartlarına baktığımızda da hadesten taharet, necasetten taharet ve setr-i avret, namazın farzlarındandır. Kendin, kıyafetin ve ibadet edeceğin yer temiz olmalı. Bedenini kapatmak suretiyle kendini de muhafaza etmen, dinin kuralları içerisindedir.
Bu sebeple camileri her daim temiz tutmamıza dikkat çekilmektedir:
* Camide bir şey yenip içilmez.
* Camiye giderken kıyafetler ve özellikle çoraplar temiz olmalıdır.
* Cami, halkın ortak kullanım alanı olduğu için, camiye giderken soğan sarımsak gibi koku yapacak yiyecekler de tüketilmemelidir.
* Cami, temizlik noktasında titizlik gerektirdiği için yanında bir çeşme ve bir tuvalet ihtiyacı hasıl olmuş, bu sebeple de hemen her camiye bir çeşme ve tuvalet yapılmıştır. Bu vesileyle de cami sadece bir ibadethane olarak kalmamış, aynı zamanda insanlara ihtiyaç noktasında da bir güven vermiştir. Farklı bir yere giden kişi, fizyolojik ihtiyacını (su ve tuvalet ihtiyacı) gidermek için de minare aramaya başlamaktadır.
Ben de sürekli gezip araştırmalar yaptığım için camileri bu anlamda hayatımın ayrı bir yerine koyarım. Her gittiğim yerde en emin olduğum yerin camiler olduğunu söyleyebilirim. İçerisi manevi anlamda emniyet hissettirirken dışarısı da fizyolojik ihtiyaçlarımı karşılamam için en emin yerdir. Ancak benim bir de kötü huyum var: Temizlik konusunda titiz olmam.
Ellerimi sabunlamadan bir şey yeyip içemem. Bu sebeple de arabamda sürekli sabun bulundururum. Nerede bir su görsem ellerimi yıkarım. Lokanta ve kahvehanelerde bile sipariş vermeden önce tuvaleti kontrol edip sabunlarına özellikle bakarım. Sabun yoksa sipariş vermeden çıkarım.
Sabun bu kadar önemli mi, demeyin! Bundan da önemli! Eminim ki Hz. Muhammed döneminde sabun olsaydı her Müslüman'a sabunu zorunlu kılardı.
Hele 2020 yılını bize kabus eden bir virüsü ve etkilerini görünce bundan daha da emin oldum. Bu dönemde devletin zirvesi "Maske, mesafe, temizlik" diye bas bas bağırırken bu söylediğimin ne kadar doğru olduğunu anladığınızı düşünüyorum.
Bu kadar hassas olduğum bir konuda en emin olduğum yerin, dindar insanların sürekli gittikleri camiler olması gerektiğini düşünmek istiyorum ama maalesef düşünemiyorum. Zira köy tuvaletlerinin hali perişan, şehirdekiler de onlardan geri kalmıyor. Paralı tuvaletlerde bile sabun ciddi bir sorun. %60-70'i su olan sabunlukları görünce mutlu olmaya başladık.
Bugün yine cuma namazımı eda edebilmek için bir camimize (Taş Mescid) gittim. Abdest almak için girdiğimde sabun bulamadım. Şaşırdım mı, elbette hayır! Camilerin çoğunda manzara aynı. Arabam yakında olsaydı bagajdaki sabunu bırakacaktım ama bu sefer olmadı. Camilere sabun bırakmaktan yoruldum. Bir Müslüman da bundan rahatsız olup itiraz etmez mi? Etmez! Çünkü bu manzarayla neredeyse her camide karşılaştığım için anladım ki MÜSLÜMANLAR SABUN KULLANMAZ!
Not: Bu durumu Yakutiye Araştırma Hastanesinde de sürekli görüyorum. Hatta geçen ay video çekip facebook hesabımda paylaştım. Çaykara İş Merkezi'ndeki tuvaletlerde (paralı tuvalet üstelik) sulandırılmış sabun görünce Büyükşehir Belediyesini arayıp denetim yapmalarını istedim, beni Yakutiye Belediyesine yönlendirdiler. Yakutiye'yi arayıp şikayet ettim, 3-4 gün sonra değişikliği denetlemeye gittim. Hiçbir değişiklik yoktu. Bu şehrin Sağlık Müdürlüğüne açık çağrımdır: Önce hastanelerden başlayarak AVM ve cami tuvaletlerini, umumi tuvaletleri denetleyin! Slogan atarak hijyen olmuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.