
Mehmet Uzun
ŞEHİRLİYİ DÖVDÜRMEYECEKTİK
Son aylarda insanımız çok gergin, adeta birbirine düşman gibi bakıyor. Biliyorsunuz otobüste, yolda, trafikte, mahallemizde sokağımızda hatta evimizde…
Ne oldu bize? Biz böyle miydik? Sporda, siyasette hep kamplara ayrılmışız. Bizleri menfaatleri icabı bile bile ayrıştırdılar.
Çünkü yan yana durmamız, bir çoğunun işine gelmiyordu. Bizler kavga ederken, onlar hedefledikleri neyse birer birer kavuşuyorlardı hedeflerine.
Bizleri sporla, sinemayla, magazinle avuttular ve avutuyorlar. Zavallı bizlerde koyun gibi, kendi aramızda meleye meleye dolaşıyoruz şehrin göbeğinde.
Her bir şeyden haberimiz varda, ülke meselelerinde hiçbir haberimiz yok olsa da, hep taraflı, objektif değiliz asla.
Ne olur, gün birlik ve beraberlik günüdür. Birbirimize saygılı olalım. Hangi parti, hangi takım hiç önemli değil. Çünkü bizler otobüste de, pazarda da, camide de, beraber saf tutuyoruz.
O savunduğumuz, uğrunda kavgalar verdiğimiz insanların hiç biri, hiç bir zaman yanımızda değiller biliyorsunuz.
Bu ülke için birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Şimdi size bu konuyla ilgili bir ibretlik örnek vermek istiyorum.
Efendim, köyün birinde bir üzüm bağına üç genç girmiş. Köylünün
üzümlerini yemeye başlamışlar.
Çok geçmeden köylü gelmiş başlarına dikilmiş. Elinde kalın bir sopa.
Bu üç genç köylüyü görünce şafak atmış. Köylü elinde sopasıyla
gençlerin yanına gelmiş ve onları yanına çağırmış.
Gençlerin ikisine demiş ki, hadi sen bizim Kasabadansın, sende bizim
köydensin. Siz yediniz, neden bu şehirliye de yedirdiniz? Der demez
şehirliye sopayı vurmuş. Şehirli iki seksen yerde. Bu iki arkadaş
azda olsa sevinmişler ki tamam köylünün öfkesi geçti.
Az bir süre sonra köylü gençlere dönmüş, kendi köylüsüne demiş ki;
Hadi sen yedin yedin, ama bu kasabalıya neden yedirdin? Der demez
sopayı da indirmiş kasabalıya.
Köylü içinden demiş yırttık bana bir şey yapmaz. Der demez
köylü kendi köylüsüne de sopayı indirmiş ve oradan uzaklaşmış.
Üç genç yerde boylu boyunca yatarken köylü kasabalıyı dürterek demiş ki; Biz nerde hata yaptık?
Kasabalı oflayarak mırıldanmış, biz ta baştan şehirliyi
dövdürmeyecektik.
Şimdi dostlar kıssada olduğu gibi eğer diğerimiz dövülürken,
öbürümüz seyirci kalırsa sonumuz bu gençlerinki gibi olması muhtemel.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım o zaman kimse kılımıza dokunamaz.
Yoksa yandığımızın günüdür. Affedersiniz kıçı boklu bir Suriye bile
bizleri kazımıyor. Ecdadımızın kemikleri sızlıyordur şimdi.
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.