Önümüzdeki yıllarda biliyorsunuz önce yerel seçimler, daha sonra genel seçimler yapılacak.

Genel siyasi çerçevenin pek de değişemeyeceğini tahmin ediyorum.
Yine aynı yüzler, aynı söylemlerle karşılaşacağız.

Şu söylenti bir çok ortamda dillendiriliyor; iktidarın alternatifi yok, sağlam bir muhalefet yok.

Vatandaş bu, bir şey diyemeyiz tabii ki.

Keşke yeni yüzler çıksa siyaset arenasına. Ama olmuyor. Ya maddi bakımdan kendilerini finanse edemiyorlar, yada aday gösterilmiyorlar.

Çok değerli insanların aday adayı oldukları halde, aday bile gösterilmediler. Bunları yakından takip ettik.

Yada kimileri siyaset benim işim değil diyerek kaçtı sorumluluktan. Yerini siyaset benim işimdir diyen bazı uyanıklara bıraktılar.

Bende bu yazımda geçmişte epeyce bir süre siyaset yapan biri ve bir gazeteci
yada bir vatandaş olarak bir kaç değerli insanın isimlerini yazacağım.

Aşağıda bu liste tamamen şahsımın düşüncelerini bağlar. Öyle alfabetik filan kelime oyunlarını da pek beceremem. Aklıma gelenleri karışık olarak yazıyorum. Şuna da inanıyorum ki bu değerli şahsiyetlerin siyasete girmeleri, hatta birlikte hareket etmeleri hem kendileri hem de ülkem için hayırlı olacaktır.

Mustafa Sarıgül,
Ali Müfit Gürtuna,
Mukadder Başeğmez,
Hulki Cevizoğlu,
Deniz Ülke Arıboğan,
Uğur Dündar,
Rifat Hisarcıklıoğlu,
Nihat Hatipoğlu,
Yılmaz Özdil,
Sadettin Tantan,
Osman Altuğ,
Fikri Sağlar,
İlber Ortaylı,
Hasan Akgün,
Yılmaz Büyükerşen,
Ateş Ünal Erzen.

Şimdilik aklıma gelenler ama biliyorum ki daha birçok değerli insan var. Keşke
hepsi bir araya gelebilseler, koltuk sevdasını bir kenara iterek olmaz mı sanki?

Yoksa yine aynı yüzlere, aynı vaatlere oy vereceğiz her zaman olduğu gibi.
Allah hakkımızda ne hayırlısıysa onu nasip etsin. Temennimiz budur. Kimse
babamızın oğlu değildir.

Onları beğenmemiz yapmış oldukları başarılı çalışmalarından ötürüdür.

Hepsi bu…