
Mehmet Uzun
‘YOKSA CEHENNEMDE YANARSIZ’
Merhaba değerli erzurumolay okurlarımız,
Henüz gazetede yeni olmama rağmen göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı
hepinize çok teşekkür ederim. Eksik olmayın.
Bilhassa bizim ERZURUM yöresinde ta çocukken büyüklerimiz hep derlerdi bizlere,
‘Aman oğlum ve ya kızım sakın ekmeğe kusur bulma o bir nimettir Allah elimizden alır’
Birde hacıya hocaya sakın dil uzatmayın onlar ALLAH(CC) dostlarıdır maazallah cehenneme
gidersiniz.
Böyle büyüdük tabii ki çocukken verilen telkinler yetişkin olmamıza rağmen bilinç altımıza
yerleştiler.
Günümüzde karşımıza çıkan bu iki değerleri bazen bazılarımız sorgular hale geldik,
bunlardan biriside ben.
Örneğin hepimiz bir işle meşgulüz, kimilerimiz çok zor şartlar altında para kazanabiliyor.
(Gerçi günümüzde kolay kazanan pek az ama olsun para kazanmak zor)
Parayı kazandınız, akşam fırından ekmek alacaksınız, fırıncı istediğiniz adette ekmeği
tezgaha koydu, ama gelin görün ki ekmek çiğ pişmemiş. Şimdi fırıncıya bu ekmeği değiş
diyeceksiniz babanızın nasihati aklınıza geliyor susuyorsunuz.
Aslında demelisiniz kardeşim ben bu parayı zor şatlar altında kazanıp sana veriyorum.
Sende bana pişmiş gramajında ekmek vermek zorundasın demelisiniz ki oda babamızın
bize yaptığı öğütün arkasına sığınıp ekmeği alelade yapmasın.
Bir diğer konu hacı ve hocalarımız.
Buradan hacılığında hocalığında hakkını veren büyüklerimize saygım sonsuzdur onları tenzih
ederim.
Ama şundan da eminim ki vatandaşın bilinçlenmesinde kanaat önderleri içinde bulunan hocalarımızın da çok büyük payları ve sorumlulukları vardır.
Bir kere meccanen hocalık yapmıyorlar. Yani bizlerin verdiği vergilerle maaşlarını alıyorlar. Sorgulamak hakkımızdır varsa bir yanlışı.
Yıllardır belki bin sefer duyduğum peygamberimizin dönemindeki olayları günümüzle kıyaslayıp öyle
yaşamak durumunda olmamız gerektiğini vaazlarında söylüyorlar.
Ben peygamberimize de kurban olayım sahabesine de. Ama 1400 yıl evvelki şartlar la günümüzdeki
şartlar aynı mı?
Mesela geçtiğimiz cuma günü bizim burada ki hocamız cemaate kürsüde ‘Eyy cemaat kanaatkar olun.
Şükredin bakın peygamberimiz bir çadırda yaşıyordu ve bir hasır yastığı vardı. O bile peygamber
olduğu halde kanaat ederken bu gün sizlerin durumunuzdan şikayet etmeniz olabilir mi?’
Bölgemiz alt gelir gurubundaki insanların çoğunlukta olduğu bir bölgedir. Dışarıda kar yağmaktadır.
Cemaatin çoğusunun evinde odunu kömürü bitmek üzeredir. Elektrik faturasını ödeyemediği
için elektriğinin kesilmesi an meselesidir.
Aldığı emekli maaşının yerinde yeller esmektedir. Bir çay içmenin bile hesabını yaparken, hoca
efendi görevini yapmanın mutluluğu içerisinde namazını kıldırır.
Birde her cuma namazının sonunda mutlaka ilgili bir hadis veya ayet okunup yardım
istenmesi de ayrı bir konudur. Diyanetin devasa bütçesi dururken vatandaşın cebindeki
üç beş lirayı nasıl alırız gayreti vardır tabii ki cami ihtiyaçları için. Ama yardım edecek
insana bir yasak yok ki eğer varsa bir niyeti getirir verir niye bunu kürsüde ve hutbede
ilan ediyorsunuz ki?
AMA DEMEZKİ HİÇ BİR ZAMAN;
Eyy cemaati müslimin her yer kar, sokakta kalan insanlara yardım edin,
Sokakta kalan kedi ve köpeklere yemek verin, ekmek verin, pencerenizin
önüne bulgur ekmek kırıntısı koyun kuşlar yesin.
Kapınızın önünü hep temiz tutun, aracınızı güzel park edin, ses yapıp komşularınızı
rahatsız etmeyin, temiz giyinin itici olmayın, bir bir arkanızdan konuşmayın.
Mesela ben filan bir dergi okudum dünyadaki Müslümanlar için şöyle bir gelişme
olmuş, ne güzel sizde okuyun…
Peki camide böyleyken evlerimizde durum çok mu farklıdır? Hayır değildir.
Yani dostlar gözlemim şu; Ülkemizdeki belirleyici büyük çoğunluğun evinde ailesi
televizyon dizilerinden başını kaldırıp bir an bile düşünemez hale gelmiştir.
Adeta insanları çok affedersiniz h....... n yerine koyup her gece Kara Murat,
Battal Gazi, Karaoğlan ve Kemal Sunal üzerine de bir sürü dizi var.
Onlardan bir tanede tatlı yerine yedirip düşünmelerine fırsat vermemektedirler.
Yazıktır günahtır bu insanlara afyonlanmış gibi… Ne yazık ki artık alışkanlık halini
almıştır.
Tek televizyon kanalı tek gazete seyrede seyrede okuya okuya alın size sonuç
meydanda.
Ben Müslüman kardeşimin aydın olmasını sorgulamasını merak ettiği her neyse,
korkmadan çekinmeden cevap aramasını ve her neye inanıyorsa kendi başına
karar vermesini diliyorum.
Bütün bunları yapması içinde kendi beynini kullanması gerektiğine inanıyorum.
Buradan sakın şöyle bir sonuç çıkarmayın, Bu adam dindar değil, bende en az onlar kadar dindarım.
Ama ağzıma geleni değil aklıma geleni yazıyor ve söylüyorum.
Ha bu arada ERZURUM u bilemem ama burası inanın böyle. Tekrar yazmak istiyorum,
ekmeğini iyi pişiren gramajı tam fırıncı kardeşlerimi mesul olduğu, camide cemaatini
bilgilendiren aydınlatan vaazı sevdiren bezdirmeyen, ilim sahibi aydın hocalarımızı
tenzih ederim. Onların önünde ceketimi her daim saygımdan dolayı iliklemeyi
bir vazife bilirim.
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.