Ömer Faruk Kızılkaya

Ömer Faruk Kızılkaya

NARMAN ELEŞTİRİLERİNE CEVAP VERİYORUM

Normalde bu hafta için çok güzel bir konu belirlemiştim:Haberlerde gördüyseniz Tortum’daki koçları ve önemlerini anlatacaktım ama önceliğimi bazı düzeltmelere vermem gerekiyor. O konuyu artık önümüzdeki hafta işleriz.

Geçen hafta malumunuz Narman’daki gelişmeleri yazmıştım. Bana farklı farklı kişilerden yorumlar ve telefonlar geldi. Kimi haklıydı, kimi ise izah gerektiriyordu. Onlara gerekli düzeltmeleri ve izahları  yaparakkafalardaki soru işaretlerini gidermek istiyorum.

Öncelikle Erzurum’daki bürokratların ve yöneticilerin programa katılmamaları konusuna değinmek istiyorum:

Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal ALMAZ, yazıyı okuduktan sonra bana mesaj atıp davet edilmediğini söyledi. Ben de zaten onun isminin geçtiği satırın üzerindeki satırda protokol için “…davet edildiklerini tahmin ediyorum.” yazmıştım. Çünkü her şeyden önce Burhanettin Başkan devlet kademelerinde çok önemli görevlerde bulunmuş, son derece donanımlı ve protokolü çok iyi bilen bir insandır. Böyle bir şeyi atlamayacağından emindim. Buna güvenerek yazımı yazdım. Cemal Bey isminin geçmesinden rahatsız olmuş, durumu bana bildirdi. Ben de Narman Belediye Başkanı Sayın Burhanettin ESER’e telefon edip protokolün davet edilip edilmediğini sordum. Kendisi de “Organizasyon ekibine talimat verdiğini ve davetiye gönderildiğini söyledi. Görevli arkadaşın numarasını vererek ondan bilgi almamı söyledi. Aradım ve görevli arkadaş bayramdan iki gün önce cuma günü davetiyelerin postaya verildiğini söyledi. Ertesi hafta perşembe ve cuma günü dağıtım yapılacaktı. Posta yetişmediyse organizasyon ekibinin hatasıdır. Davetiyeleri, gönderdikleri haftadan bir hafta önce gönderselerdi eminim ki bu sorun yaşanmayacaktı.

Cemal Bey, telefonda ısrarla neden yazıyı yazmadan önce neden kendisini arayıp gelmeme sebebini sormadığımı soruyordu. Cemal Hoca’m, aradığım zaman da (Demezsiniz, biliyorum ama dememeniz için de bir sebep göremiyorum. İnsanız sonuçta.)“Keyfimin kahyası mısın, gelmedim.” deseniz ne diyecektim? Size sitem ettiysem, gönül umduğu yerden küser, ondandır. Siz bunu atlamazdınız, ondan yazdım.

Bir kişi de (Kim olduğunu tahmin etmek zor değil.)  bana yorum yazarak şöyle sitem etmiş:

“Bir gazeteci gerçeğin peşine düşmeli. Siz bu yazınızı masa başında mı yoksa Narman'a gelip tüm etkinliklere katılarak mı yazdınız. Eğer Narman'a geldiyseniz panelde Şeref Altunok'un konuşmasını dinlememişsiniz. Siz dinlemediğiniz panelisti yok mu sayıyorsunuz. Ayrıca Fuat Çerkeoğlunu protesto edeni merak etseydiniz çok çabuk öğrenirdiniz kim olduğunu. Meraksız, ilgisiz ve gözleri görmeyen bir gazeteci nasıl olur şaşırıyorum. Açıkcasıben de bu durumu çok garipsedim.”(Yazım ve noktalama hatalarını düzeltmiyorum, sahibi hakkında bilgi edinin.)

Sevgili Okurum,

Öncelikle zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Masa başında yazsam o kadar detaydan bahsedemezdim. Panelin sonuna kadar kalamadım, ani gelişen bir olay yüzünden panelin yarısında çıkmak zorunda kaldım. Panelin başında bir isim zikredilmişti ve programın sonuna doğru yetişeceği söylenmişti. O isme ulaşamadım, zira panelin afişinin yayımlandığı paylaşımda da ismi yoktu. Anladığım kadarıyla panele sonradan dahil edilmiş ya da herhangi bir sebeple bilgisi verilmemiş/verilememiş. O yüzden konuşmacıyıyok saymadım (haddime değil) ama dediğim gibi bilgisine ulaşamadım.

İsmine ulaşmak isteseydim ulaşırdım, o da ayrı bir mesele. Size bir detay bilgi daha vereyim aramızda kalsın:

Samikale’de ezanın okunduğu anda sahnede dua eden müftü var ya, konuşmasının başında,hac farizasını yerine getirip gece yarısı Narman’a geldiğini ve programda hazır bulunduğunu, söyledi. Oradaysanız bilirsiniz. Ben Türkçe öğretmeniyim, bu tarz programlarda konuşmacının önceden orada hazır bulunup programdan önce hazırlıklarını tamamlaması gerektiğini öğretiyorum öğrencilerime. Bu davranış, her şeyden öncekonuşmacılara ve dinleyicilere saygıyı gerektirir. İşiniz varsa ya konuşma yapmayacaksınız ya da zamanında orada olacaksınız.Fuat ÇERKEZOĞLU’nu kimin protesto ettiğini merak etmiyorum, zira bir söz vardır: Büyük kafalar fikirleri, orta kafalar olayları, küçük kafalar kişileri konuşur. Burada yazdığım isimler dedikodu maksatlı değil konu icabı olduğu içindir. Geçen yılki yazımı okursanız o protestonun altındaki fikre methiyeler dizmiştim.

Bir eleştiri de eski başkan Sayın Yücel Ahmet İŞLEYEN’den gelmiş. Yine aynen aktarıyorum:

“Araştırmacı yazar sıfatıyla yazdığınız bu yazının bazı bölümlerine katılıyorum. Örneğin şahsımla ilgili eleştirilerinizi kabul ediyorum. Belki Sümmani baba için biraz daha fazla çalışmamız gerekirdi. Ancak çok fazla bir araştırma yapmadığınızıda bilakis belirtmek isterim. yazdığınız bu yazının kimlere hizmet ettiği ise zaten sizin düşünce temanızda var. Rahmetli İbrahim ERKAL in katılımıyla uzun yıllar yapılan anma şenliklerini ne çabuk unuttunuz. Uluslar arası katılımla 50 tane bilim insanının sempozyum la aşık Sümmaniyi anlattıklarını. Samikale köyü içerisinde 2018 yılında inşa ettiğimiz Aşık Sümmani kültürevini görmeyişiniz. Kafalarda soru işareti oluşturmazmı? Neden şenliklere 3 yıl boyunca ara verildiğini bir gazeteci olarak bilmemeniz, durumu daha vahim kılıyor. Anlatiyim. Dünyadaki müslümanların katledilmesi, güneydoğudaki kazı olayları, günlerce içimizi yakan şehit haberleri ve dolayısıyla Mensubu bulunduğum Ak Partinin yazılı talimatları gereğince şenlikler yapılamamıştır.”

Sayın Başkan,

Geçen seneki organizasyonda rahmetli İbrahim ERKAL’ın ismini bir kere bile kimse zikretmedi. O yazıma ulaşırsanız o olayı sıcağı sıcağına yazmıştım, hatta salonun sıcağını da yazmıştım. İşte o sıcaktan ara ara kaçıp dışarıda konuşan herkes aynı şeyi söyledi: İbrahim ERKAL’ın adı bile geçmedi!

Bahsettiğiniz Aşık Sümmani Kültür Evi’ni geçen sene gezdim. Aynı planı Dadaşkent’te bir arkadaşımın annesinin cenazesi için taziye vermek maksadıyla gittiğim binada gördüm. Muhtemelen aynı projenin içerisinde yapılmış, ismi “Sümmani” konmuş. Ben binaya değil, içindekine bakarım. İçerisinde Sümmani olmayan binayı ne edeyim? Yazıyı bana kimse yazdıramaz, banayazı ısmarlamak da kimsenin harcı değildir. Bunu da satır arasında söyleyeyim. Eğer birilerinin adamı olsaydım makamım olurdu ama değerim olmazdı.

Yanlış hatırlamıyorsam en sonki seçimde AK Parti’den kazanmıştınız. Büyükşehir Belediyesi de AK Parti’den. Onlar nasıl Reyhani programı yaptı, üç yıl içinde? O talimat, onlara gitmedi mi? Biz size dansöz çıkarın demedik, kültürel programlara önem verin dedik. Zira Sümmani, Hak aşığıydı. İlahi aşkı anlatan pek çok eseri vardır, okuduysanız bilirsiniz. Peki, etkinliklerinizi hiç aşıkları dinlediniz mi? Onlar da “Bizi alıp Peribacaları’na götürüyor, tozun toprağın içerisinde söyletiyor, akşam da büyük sanatçılara şehir meydanında konser verdiriyorlardı. Son yıllarda da tamamen kaldırdılar.” diyordu aşıklar. AşıklarSamikale’de olmalıydı, Narman Festivali de peribacalarında yapılmalıydı. Sanki bu mazerette biraz yeriniz dar gelmiş.

2017ve 2018 yıllarında program yapılmamasının asıl sebebi İbrahim ERKAL’ın vefat etmiş olması olabilir mi? Ayrıca “Hiçbir şey yapmadı.” demedim. Görev sürenizde 1 kere yaptığınız 50 kişilik sempozyumu her sene yapmış gibi anlatmamı da benden beklemeyin lütfen.

Son olarak bana hem yorum yazan hem de mesaj göndererek bir yanlışı düzeltmemi isteyen Atatürk Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Mevlüt YILDIZ Hoca’mızın düzeltmesine yer vereceğim:

“Ömer Bey oturduğunuz yerden yazmayın lütfen. Sayın Bakanımız Selamı ALTINOK programda hemşehrileri ile birlikteydi.Bizzat ben şahidim. Lütfen düzeltme yapınız. Böyle ezbere olmaz.”

Ben etkinliklere bizzat katırldım, ezbere yazmadım. Elimdeki fotoğraflar da gösteriyor ki Sayın Selami ALTINOK, Samikale köyündeki etkinliğe ve panele katılmamış, sadece konsere katılmıştır. Şimdi düzeltme yapıyorum: Sayın Selami ALTINOK 17 Ağustos’ta Narmanlı hemşehrilerini yalnız bırakmamış, konsere katılmıştır.

Not: Benim Tortum’a ne kadar bağlı olduğumu beni tanıyan herkes bilir. Haziran ayında öğrencilerimizi Tortum’a pikniğe götürdük. Etleri de Tortum’dan aldırdım. Tortum konusundaki bu tutumuma arkadaşlardan biri takılınca ortaokuldan sınıf arkadaşım olan kasap öyle güzel bir cevap verdi ki: Ölünce tabutunun altına Tortumlular girecek, bırakın olsun o kadar! Toprağa ve hemşehriye bu gözle bakmak gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Faruk Kızılkaya Arşivi

HOCAMIN ŞİİR KOKAN ELLERİNİ ÖPÜYORUM

01 Aralık 2022 Perşembe 22:37

SİHİRLİ SÖZCÜKLERİ UNUTTUK MU?

04 Kasım 2022 Cuma 13:09

TABYALAR HER ZAMANKİ GİBİ SAHİPSİZ!

14 Mart 2022 Pazartesi 09:33

ERZURUM’DAN GÜZEL HABERLER VAR

11 Ocak 2022 Salı 08:19

EKONOMİ KIRMIZI ALARM VERİYOR

20 Aralık 2021 Pazartesi 19:48

İĞRENÇ BİR HAFTANIN ARDINDAN…

26 Kasım 2021 Cuma 18:19

KASIM DADAŞIN HÜZÜN AYIDIR

15 Kasım 2021 Pazartesi 13:34